Sayfalar

14 Ocak 2011 Cuma

Hedef emeklilik... Ya sonra..(Son)

Hedef emeklilik... Ya sonra..(İlk Bölüm)
Hedef emeklilik... Ya sonra..(2)

Size anlattığım bu hikayede tek bir gerçek var. O da.. Çalışan herkesin tek hayalinin emekli olmak olduğu bir ülkede yaşıyor olduğumuz gerçeği.. Maalesef.. Kime sorsan emekli olup şöyle rahatça evde uzanıp yatmayı yada çiçek böcek işleri ile vakit geçirmeyi hayal eder emekliliğinde. Küçük, küçücük hayallerle bekler, emekli olacağı günü.. Eskiden hatırlarım genç emekliler vardı.. Çok genç hemde, 40 yaşında emekli olurdu insanlar.. Ama emekli oduklarını söylemezlerdi bile.. İş hayatına olduğu gibi devam eder, en fazla iş değiştirirlerdi.. Hele ki memursa kovana kadar bir yerlere gitmezlerdi. Ama birilerinin emekli olması gerektiğinden, çoğunlukla Veysel gibileri emekli ederlerdi... Şimdilerde bakıyorum herkes gün sayıyor.. hele ki üç dört senesi kalmışsa... İşi gücü bırakıyor, artık yeter benden bu kadar diyor sanki her şey bitmiş gibi, sanki o zamana kadar çok verimli çalışmış gibi.. Evet emekli olmak gerek elbette. Ama daha otuzunda bir adam of çekip artık emekli olmak istiyorum diyorsa... Bir yerlerde yanlış var be, hemde çok büyük bir yanlış..

Bugün hangi devlet dairesine giderseniz gidin, hangi memuru görürseniz görün.. Çok bezgin, mutsuz, kızgın bir ifade ile bakarlar yüzünüze.. Sanki yaşadıklarının tüm suçlusu sizmişsiniz gibi çıkışırlar size.. Bir soru soracak olursunuz ne aptallığınız kalır nede ilgisizliğiniz.. Zeka seviyeniz hep onlardan aşağıdadır.. Mutlaka yapılan her yanlış sizin yanlışınızdır.. Çoğu zaman işim hallolsun diye alttan almaya çalışırsınız, ama eğer biraz gururluysanız daha fazla katlanamaz çıkışırsınız, kapatırlar kapıyı suratınızın orta yerine.. Her şey biter o an.. Sizin için var olan müessesede çalışan memurlar sizi kapı dışarı etmiştir bile... Ne işinizi halledersiniz nede boşalan sinirlerinize hakim olabilirsiniz.. Vatandaşa memur olan memurlar, var olma sebebi olan esas oğlanı atmıştır dışarı.. Siz esas oğlan yenilirsiniz.. Eğer gururluysanız.... çeker gidersiniz... Ama çaresizseniz, mecburen boynunuzu büküp tekrar girersiniz odaya mahcup bir ifade ile.. Artık gerisi oradaki çalışanın insafına kalmıştır...

Ülkede çok ciddi bir iş sıkıntısı var ama çalışanların büyük bir çoğunluğuda yaptığı işten mutsuz.. Bir şekilde atmıştır kapağı, iyi kötü idare edip gidiyordur.. Çok üzülerek görüyorum, hangi müessese olursa olsun hiçkimsenin yaptığı iş zerre kadar umurunda değil.. Biraz daha faydalı olayım memleketime, yada işimi adam gibi yapayım diyen doğru düzgün kimseyi göremiyorum.. Sanki karamsar bir tablo çizmiş gibi oldum diyeceğim ama değil be dostlar değil.. Biz adam olmamak için uğraşıyoruz.. Biz gelişmemek için, medeniyete ulaşmamak için uğraşıyoruz.. Biz ne Atatürk'ü ne Osmanlı'yı ne de tarihimizi biliyoruz.. Öğrenmemek içinde çılgın gibi direniyoruz.. Bize birilerinin kulaktan dolma sunduğu bilgileri alıp bunların uğruna gerekirse ölürüz diyoruz.. Bilmediğimiz bir uğurda bir gemiye binip ölüyoruz.. arkasında kalanlar "çok mutluyum evladım şehit oldu" diyor..

Veysel çalışarak yaşadı, küçük mutlulukları oldu.. Karısına ve çocuklarına adadı kendini.. Sessizce öldü.. Çocuklarından biri hayata tutunabildi.. Diğeri Mehmet hala hayata tutunmak için uğraşıyor ki onun devam eden hikayesini daha sonra anlatacağım .. Veysel emekli olduğunda yıklımıştı, oğlu Mehmet emekli dahi olamadı.. Suçlusu ne devletti nede sistem. Tek suçlu sistemi işleten yurdumun mutsuz çalışanlarından biriydi sadece.. Para hırsı işte nerelere götürür insanı, götürürken de, suçlu suçsuz katar önüne ne varsa... Ben yurdumun insanından sadece ibadet ederken değil çalışırkende biraz daha imanlı olmasını bekliyorum.. Ben yurdum insanından emekli olsa bile, hayatın içinde kalıp üreten, öğreten, etrafına faydalı bir insan olmasını diliyorum.. Ben işi gücü olan herkesin aslında işini sevmese de bunu kendisine saklamasını, en azından iş başında seviyormuş gibi yapabilme başarısını göstermesini bekliyorum..

Devlet bir yere kadar gelir arkanızdan.. Önce kendinize güvenecek, sonra iş yapacaksınız.. Bırakın devlet, birazda kendi işlerine baksın.. Nerede ne iş yapıyorsanız önce kendinize, sonra işinize, sonrada size başvuran insanlara saygınız olsun. Zamanı gelince emekli olun çok fazla gecikmeden ama iş gücünüzü kaybetmeden...Emeklilik bir son değil yeni bir başlangıç olsun...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...