Sayfalar

2 Nisan 2011 Cumartesi

Sevmek var olmaktır...

“Sevmek çoğu zaman var olmaktır sonunda bizi yokluğa götürse bile”
Bu söz yıılar önce sanırım üniversite ikinci sınıfta bir derste yanımda oturan çok ağır aşka düşmüş bir arkadaşım tarafından söylenmişti. Ders falan dinlediği yoktu. Kafası sağ elinin avucunda bu sözü fısıldayıp duruyordu. Aptal aşıklık durumu böyle bir şeydi heralde. Okul yıllarından sonra bir daha görüşme fırsatımız pek olmadı. Geçenlerde görüştüm internet üzerinden. Evlenmişti o kızla, ikide çocuğu olmuş. Gerçi okuduğumuz bölümle ilgili bir iş yapmadı. Küçük bir yerde şirin bir dükkanda kendi işini yapıyor oldukçada mutlu bir hayatı var.
O günü hatırlattım ona pek hatırlayamadı ama “ne günlerdi be o günler” diyebildi hafiften duygulanarak. Ama tuhaf olan o zamanlar aşka düşen oydu ve bu lafıda o aşkı söyletmişti ona . O bu lafı unutmuş ben neden bu güne kadar taşımıştım ki. Hatta öyle ki sevgiyi anlatmak istediğim çoğu zaman da bazen farkında bile olmadan kullandım. O zamanlardan bu güne sevmekle var olmak arasında bir bağ olduğuna hep inandım çünkü. Seven insan var olmanın dayanılmaz hafifliğini çok daha yoğun hissedebiliyor. Hayata çok daha pozitif bakabiliyor. Daha verimli, daha yaratıcı olabiliyor. Hele ki sevgisini verdiği kadar karşılığını da alabiliyorsa içindeki enerji ile başaramayacağı hiç bir şey olmuyor. Öyleyse sevmek var olmaktır olabiliyor işte..
Ama ya sonra. Ya her şeyin bir sonu olduğu gibi sevdalarda tükenmeye başlayınca. Heyecanlar azalınca. İnsanın sevdiğini düşündüğü zamanlardaki karın ağrıları, yarattığı sıkıntılardan olan ağrılara dönüşmüşse. Karşılıklı olan her şey şimdi karşılıksız istenmeye başlanmışsa. Birliktelikler antlaşma yapar gibi sadece orta yolu bulmaya çalışmaktan ibaretse. Tatminsizlikler ayyuka çıktıysa. İki tarafta birbirini anlayışsızlıkla suçluyorsa. Güzel sözcüklerin yerini ukala bakışlar aldıysa.. Kaybeden sadece bir taraf olacaksa. Birisi yeniden varoluşu seçmiş gönlünün rotasını başka yöne çevirmişse..
O zaman da “sevmek başlangıçta var olmak sonunda yok olmaktır” olacaksa. Varsın hiç olmasınmı demek gerekir. Yoksa sevme anının doyumsuzluğunda yaşayıp sonunu düşünmeden yaşamakmı?
Sevmekte sevilmekte bu kadar zor olmasa. Fedakarlıklar düşünülmese. Hayat bir anlıksa o bir anı yaşamak, sadece yaşamak olsa her şey. Duygular sömürülmeden olabildiğince açık olsa. Gençlik yıllarının en büyük kabusu sevmek ve sevdiğine kavuşmak olmasa. Kavuştuktan sonra da “bu mu yani” gibi tatminsizlikler oluşmasa.. Monoton değerlerden sosyal değerlere geçerken monotonluğun yarattığı uyuşuk zihniyetle yaşanmaya devam edilmese.. Ne bileyim hayat sadece sevmek ve sonunda yok olmak üzerine kurgulanmasa. Sevdalar sonsuz olsa…
Severek var olan her mutluluk daim olsa. Sevgiler bitsede yarattığı mutluluk kalıcı olsa. Sevgiler sadece kalp sızısı yaratmasa, iç coşkuyu körüklese, huzur dolsa dünya… Duygu gözü kör olmasa yaşayan ve yaşatan herkesin…
Sevgiyle…

16 yorum:

BuRCu dedi ki...

Keşkelerle konuşmak istemiyorum; keşke demekten başka bir şey de diyemiyorum. Gerçekten ve sebepsiz yere seven vazgeçemiyor, vazgeçemediği için de yıllar sonra o üzüntüler aklına geldiğinde dalıp gidiyor sanırım. Aşkın ıstırabını en çok sevenler yaşıyor galiba, çevremde hep öyle gördüm desem yeridir. Çok sevmek zarar veriyor bile diyebilirim. Zor bu konular, çok zor...

Volkan DENİZ dedi ki...

Konular zor değil Burcu. Doğru düzgün yaşatabilmek zor. Zorlaştıranda sevmeyi fazla abartan bizler tabii. Oysa hayatın içinde yaşatmayı becerebilsek...

BuRCu dedi ki...

Fazla sevince niye zorlaşıyor ki?? Canımı sıkan bu kısmı.. Ne kadar sevgi o kadar güzellik olsa daha iyi değil mi? Olması gereken bu değil mi? Sevgiyi zehir ediyoruz kendimize ya da karşımızdakine.

Volkan DENİZ dedi ki...

Bende onu diyorum zaten. Sevmeyi beceremiyoruz, bilmiyoruz. Beklentiler yüksek olunca işin tadı da kalmıyor heyecanı da... Hayatı oluruna bırakmak lazım biraz ama konu aşk olunca zorluyoruz işte. O da çatırdıyor bir yerlerden...

BuRCu dedi ki...

Aşk oluruna bırakılınca yıpratabiliyor, gerçi biraz rahatlık da olmuyor değil... Seviyorsak özel bir çaba gerektiğini unutuyoruz galiba; çünkü alışmışız sevdirmek için çaba harcanmasına. Sevdik, sevdirdik, e daha ne mantığının gözü kör olsun :)

Volkan DENİZ dedi ki...

Hayatı oluruna bırakalım dedim aşkı değil. Aşk hayatın içinde gelmesi gereken zamanda gelsin anlamında. Yoksa senin dediğin gibi sevdirmek için çaba harcar dururuz. Mantık biraz uzak olur bu işlerde.. Sevmek fedakarlıktır mağduriyetinden sıyrılmak lazım artık...

BuRCu dedi ki...

Sevmek fedakarlıktır ama gerçekten, mağduriyete dönüştüren çok sevildiğini fark edip bunun rahatlığına kavuşan, bence yani...

Sevmek yetmiyormuş; fakat dediğin gibi sonunu düşünmeden doyasıya yaşamakmış diyerek noktalayayım; çünkü yazdıkça yazasım geliyor.

Volkan DENİZ dedi ki...

İşte zaten asıl sorun bu ya. Bitmiyorki söylenmek istenenler. Sevmek fedakarlık değil, duygu aktarımı olmalı. İnsan sevdiğine yaptıklarını fedakarlık olarak görmemeli. Görüyorsa sevememiştir pekde. Ne için fedakarlık yapmak gerekirki...Sevdiceği için bir şeyler yapmak huzur vermeli, mutlu etmeli ama öyle olmuyor ki. Seviyorsan şunu şöyle yapmalısın, şu huylarından vazgeçmelisin. Ne bileyim işte, bilmem kimlerle görüşmemelisin.... Böyle giden bir vazgeçme politikası. Bunun neresi sevgiyse artık..
Ama ne olursa olsun sevmeden olmayacak.. İşte bu sebepten Sevmek Var Olmaktır...
sevgilerle...

BuRCu dedi ki...

:) umarım son yorumum olur.

Benim demek istediğim öyle fedakarlıklar değildi, karşındaki değiştirmeye çalışırsan anlamı kalmaz zaten. O zaman sevdiğin insana ne oldu, neden sevdin ki bile bile diye sorarlar insana..

Çok küçük bir örnek; diyelim bir taraf doğduğu günün hatırlanmasını istiyor, karşı taraf öyle büyümemiş bilmiyor özel gün filan. Hediyeler, büyük sürprizler değil söylemek istediğim. Sadece küçük hatırlamalar, zoraki olmadan kafaya sokulmadan o günü kutlayan bir mesaj belki de. Bir süre bakıyor değişme yok, e öyle yetişmiş, mecbur ne yapalım buna da alışırım diyor. İçindeki kelebeklere uçmayın ne olacak, seviyorum seviliyorum diyor. Yanlış ama böyle fedakarlıklar olmuyor mu oluyor..

Haklısın sevmek var olmaktır yok olmayı göze alırcasına hemde.. İşte bu da bir fedakarlık, bile bile sevmek. Kendi hayatından çalıyorsun biraz biraz. Mutlu sonlar oluyorsa ne ala..

Volkan DENİZ dedi ki...

konuşarak yapılamayanı yazarak yapmaya kalkışıyoruz, haklısın. Aslında aynı yerdeyiz, ifade şeklimiz farklı. Anlaşılan yoruldun :)
Tamam o zaman sevmek ve sevilmek için sadece sevebilmeyi bilmek yeter diyelim..
çok teşekkür ederim, iyi geceler...

BuRCu dedi ki...

Aslında yorulmadım, söyleyecek çok şeyim var durduramıyorum kendimi :) Zaten yazıştıkça başka şeyler de çıkıyor ortaya :) Haklı olduğuna birkaç ekleme yapmak için girdim farklı yolculuklara çıktık :)

Ben teşekkür ederim gece gece yordum seni sanırım, iyi geceler..

Volkan DENİZ dedi ki...

Yorulmak nerden çıktı. Asla öyle birşey olamaz. Ancak yazı ifadesiz bir anlaşma dili olduğundan. bu tip konularda ifade ile desteklenmediğinde yavan kalabileceğinden, yanlış anlaşılmayalım istedim.. Ama bu konular üstüne aylarca konuşsak da orta bir yerlerde buluşur muyuz onu bilemiyorum :)

BuRCu dedi ki...

Orası öyle, konuş konuş sona gider başa döneriz :) Ne diyorduk ya der kalırız :)

Volkan DENİZ dedi ki...

:)Olsun yazışarak da olsa seninle sohbet güzeldi.. :)

BuRCu dedi ki...

Aynı şekilde seninle de :)
İyi geceler Volkan, sevgiler saygılar...

Volkan DENİZ dedi ki...

İyi geceler :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...