Sayfalar

28 Mart 2011 Pazartesi

Ya tutarsa...

Eskiden ne güzel telefon sapıklarımız vardı. ahizeye üfletirlerdi. “üstünde ne var?” diye sorarlardı. Saçma sapan gülerlerdi. Kendilerince bir espri yaparlardı. Arada bardağı taşıranlarda olurdu.. Ama hergün hergün müptela olmazlar, bir müddet sonra sizden hayır gelmeyeceğini anlayınca vazgeçerlerdi..
Şimdi hemen her gün ya bir bankadan yada bilmem ne firmasından aranıyorum, olmadı mesaj alıyorum.. Arayanların hepsi benimle ilgili herşeyi biliyor. Numaramı nereden nasıl bulmuş düşünemiyorum bile, çünkü arayan direk ismimle başlıyor konuşmaya sonrada devam ediyor, bir paket varmış onu verelim yada olmadı kredi kartını alın siz mutlu olun biz kazanalım tarzı diyaloglar bitmiyor. İstemiyorum diyorsunuz ama karşıdaki bayan, nedense bu aramaların çoğunu bayanlar yapıyor, ısrarla açıklamaya devam ediyor. Arada bir şey söyleyecek gibi oluyorsunuz yok dinlemiyor, makineleşmiş gibi anlatıyor.. Sonunda telefonu kapatıyorsunuz…. Bu tip insan olmasanızda artık birilerinin yüzüne telefon kapatan, hatta küfür eden bir tip oluyorsunuz. Yeter beni rahatsız etmeyin diyeceksiniz.. ama kime???
Şimdi bu modern telefon sapıklığı olmuyor mu? Bunun adı müşteri memnuniyeti ise ben gerçekten problemlimiyim ki bir türlü memnun olamıyorum. Bana ulaşmak bu kadar kolaysa ben neden istediğim zaman o firmalara ulaşamıyorum.. Hiçbir şekilde aranmak istemediğimi nereye hangi mercilere söylemeliyim. Gidip davacı olsam bana hıyar muamelesi yapıp anlamsız sırıtan insanlara ne diyeceğim..
Ama adamların derdi başka, herkesi arayalım.. ya tutarsa… diyorlar gerisini düşündükleri yok..
Geçenlerde bir bankadan aradılar. Aramızda geçen diyaloğu aynen aktarıyorum. Gerisine siz karar verin..
-Efendim.. diyerek açıyorum telefonu.
-Volkan beylemi görüşüyorum.. diyor karşıdaki ses.. Numaraya bir daha bakıyorum tanıdık değil..
-Evet nasıl yardımcı olabilirim?. diyorum gülümseyerek çünkü karşıdakinin ses tonundan birşey isteyecekmiş gibi bir hali var..
-Yok efendim ben size yardımcı olmak için aradım diyor.. Şaşırıyorum birileri bana yardımcı olmak için beni arıyor pek başıma gelmiş bir iş değil..
-Dinliyorum buyrun. diyorum birazda ciddiye almayan bir tavırla
-Bankamızda krediniz hazır isterseniz gelip alabilirsiniz.. diyor sanki bedavadan para dağıtıyormuş gibi.. Ama altta kalırmıyım..
-Geri ödemelerini sizmi yapacaksınız hanımefendi? diye soruyorum hafiften gülen bir ifade ile..
-Hayır efendim biz size vericez siz ödeyeceksiniz… diyor karşıdaki ses bana direk aptal muamelesi yapar bir ses tonuyla. Gerçekten anlamadığımı sanıyor..
-Ama hanımefendi ben sizi aramadım, parada istemedim, siz arayıp paranız hazır dediniz.. diyerek salak olma moduna iyice dalıyorum..
-Hayır efendim bizim görevimiz bilgi vermek.. diyor kızcağız birazda korkarak..
-Ama ben sizden bilgi almak istesem, yada paraya ihtiyacım olsa gider bir bankadan çekerdim. Siz nasıl oluyorda benim hem salak hemde paraya ihtiyacım olduğunu ismime ve telefon numarama bakarak anlayabildiniz.. diye karşımdakini ezme girişimlerine başlıyorumm.
-Hayır efendim yanlış anladınız… diyerek yatıştırmaya çalışıyor…
-Neyi yanlış anlayacağım.. Gene anlamayan ben oldum şu işe bak… diye bağırıyorum biraz
-İstemiyormusunuz? diye soruyor ve beni iyice şaşırtıyor sanki dalga geçiyormuş gibi geliyor.
-Siz bu soruyu cidden soruyormusunuz, tabiiki istemiyorum. diyorum şaşkın bir ifade ile..
-Bankamız sizi her zaman….. bir acayip laflar ederken telefonu kapatıyorum çünkü belli ki bitmeyecek ve benim onunla kaybedecek fazla zamanım yok.. Ama işte.. bir bayanın yüzüne şak diye kapattım telefonu. Biz erkek milleti buyuz dimi… :)
Ama burada bitmedi.. Tam 45 dakika sonra gene aynı bankadan bu sefer kibar bir beyefendi bilgi için arıyor.. “Ben sizin bankanızla kesinlikle çalışmayı düşünmüyorum” ve hatta “sizin bankanızdan nefret ediyorum” diyorum ama nafile.. Salağım ya ben.. illaki anlatacak bakarsın ikna ederim geri zekalıyı diye düşünüyor.. "Ama" diyorum "anlamıyor musun?.. bak! tekrar ediyorum, sizin bankadan nefret ediyorum" diye haykırıyorum. Karşımdaki ses usulca “anlaşıldı birazdan küfür gelecek en iyisi ben kapatayım telefonu..” deyip kapatıyor ama ilginç, bu yaklaşımdan sonra 3 dakika gülüyorum.. Adamın en son sözü sinir falan bırakmıyor bende.. O zaman anlıyorum bu adamlar artık bu işlerde profesyonel olmuşlar.. :)
Eski telefon sapıklarını özlemem de bundan.. Eskiye özlemden bıktım ama arkadaş her geçen gün yaşanılanlar, yaşatılanlar eskiyi daha şiddetle aramamıza sebep oluyor. Korkarım eski savaşları da özletecekler bu adamlar bize bu gidişle.. Hani şu ok ve mızrakla olanını…

4 yorum:

Elif Kararlı dedi ki...

Hiç bir şey söylemeyip direkt suratlarına kapatınca tekrar aramıyorlar ;)

Volkan DENİZ dedi ki...

Sen öyle san, en fazla bir gün sonra arıyorlar gene. :)

Elif Kararlı dedi ki...

Pes etme, aradıklarında 2-3 saniye dinle sonra çattttt :)

Volkan DENİZ dedi ki...

bazen eğleniyorum da aslında. hani bende de var biraz muzır çocuk havaları :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...