Sayfalar

5 Mart 2011 Cumartesi

Magic box (sihirli kutu) bir diğer deyişle aptal kutusu..

Evde oturuyorum, yorulmuş gelmişim, bir bardak içecek alıyorum ve televizyonun karşısına geçiyorum. Amacım bir şey izlemek değil kumandayı alıp dolaşmak istiyorum kanallar arasında.. Bir zaman geçiyor ve kendimi, kimin eli kimin cebinde kim kiminle ne yapıyor.. Az sonra!! diye bağıran bir adamın sunduğu programı izlerken buluyorum.. Birden "hass..." diye bağırıp kumandayı elimden atıyorum.. "Ben ne yapıyorum?" diye soruyorum kendime.. Sonra düşünüyorum televizyonun başından uzaklaşıp.. Amaçsızca açtım televizyonu ve izleyip kaldığım programa bak.. Bu ne büyüdür, nasıl güçtür böyle..Bu programların gücüne bir kez daha hayran oluyorum.. Benim gibi adamı bile (benim gibi derken yanlış anlaşılmasın, bu tip programları sevmem de ondan) çakıyor karşısına, kaptırıyor büyüsüne.. Tırstım birden.. Ama anladım biz yan komşunun ne yaptığını bile merak eden bir toplum isek, her gün izlediğimiz insanların ne halt ettiğini de bilmeliyiz tabii. Alan da satan da memnun. Bir kurgudur gidiyor. Biri reklam yaparken öbürü kanalda boşluk dolduruyor.. Biz ne oluyoruz bu arada.. İşte zor olanda bu ya.. Hiç bir şey ödemiyoruz karşılığında, ohh bedava izliyoruz, sevdiğimiz dedikoduyu birileri bizi yormadan yapıyor bizde eğleniyoruz...
Ammaa... Bedava olduğunu sanıyoruz. Karşılığında verdiklerimizin maddi değeri varmıdır bilmem ama.. Her şeyden önce en değerli şeyimizi, zamanımızı veriyoruz. Kıskanıyoruz. Bende istiyorum diyoruz. Bize hiç yakışmasa da birilerinin üstünde durandan alıyoruz.. Ergenlik çağına gelmiş çocuklarımız özenmesin diye yasaklıyoruz.. Kızlarımız ağzı bir karış izlerken, kurduğu hayallerin içine giremiyoruz. Onu anlayamamakla suçlanıyoruz. İşin en kötüsü İstanbul'u hiç görmeyen biri, İstanbul'da herkesin öyle yaşadığını sanıyor. En azından kırsal kesim.. Sonra dönüp kendine bakıyor henüz onyedisindeki kız... Gidiyorum arkadaş diyor.. Evet maalesef hala bunlar var.. Eskiden yakışıklı erkekleri kullanırlardı, parasız ama tipi yerinde erkekleri, genç kızları kandırma adına. Şimdilerde bunlara gerek yok, nasılsa tvlerden müşteri çekiliyor.. Bilinçli değildir belki ama ben bunu düşünebiliyorsam birilerinin de fark etmesi gerekmiyormu.. Bu tip programlara karşı değilim, ama özendirme olmamalı diye düşünüyorum sadece..
Bunlar neyse de birazda Banu AVAR tarzı bakınca daha da dehşete düşüyorum. Kadıncağız yıllardır yırtınıyor "uyuşturup, uyutuyorlar bizi televizyon karşısında" diye.. Bu uyutmanın anlamını belki binlerce mail alarak görmüşsünüzdür.. Ben işte bugün gördüm.. Canlı canlı uyutuldum... Kaptırdım kendimi..
İşte bundandır titreyip kendime gelme çabam...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...