
- Doktor kendimi biraz ağırlaşmış hissediyorum..
- Anlıyorum tahliller temiz.. Sanırım sorununuz psikolojik..
- Anne karnım ağrıyor.
- Psikolojiktir oğlum okula gidince geçer..
- Midem fena bulanıyor..
- Psikolojiktir birazdan geçer..
- Bacaklarımda bir ağrı var geceleri yatırmıyor beni..
- Sorunun psikolojik at bir antidepresan bişeyin kalmaz..
Her neyimiz varsa yada her nasıl hissediyorsak hissedelim kökünde psikoloji var. Adam kanser oluyor, yırtıyor bir şekilde. Nasıl diye soruyorlar. “Her gün Kemal SUNAL izledim akşama kadar güldüm, eğlendim iyileştim” diyor. Nasıl yaa!!! Bu mudur yani?.. E bu durumda budur tabii. Altı ay ömrün var diyorlar, Altı yıldır ölemiyor.. Peki o zaman ne oluyor. Doktor ne yapsın ona ne öğretmişlerse onu uyguluyor, matematiksel bir tarih veriyor. Ama adam ölmüyor ne olacak şimdi? doktormu suçlu?.. Ne güzel işte daha çok yaşıyor adam.. Ama öyle olmuyor işte kazın ayağı.. Doktor ne dediyse o.. Niye ölmediki, yanlış bişeymi yaptık.. Hayır efendim dedik ya başta, birazcık psikoloji diye.. Ölümü hisseden artık bırakıyor kendini işin oluruna, beyin otomatikmen başlıyor mutluluk hormonu salgılamaya.. Bunlarda onarıyor hasta yerleri.. Sigara içen adam sigarayı nasıl bırakıyor sanıyorsunuz. Beynini ikna ederek. Yoksa o içilen haplar, tedaviler hepsi hikaye.. Verilen onca paraya beyin dalgaları katlanamıyor ve ikna olmuş numarası yapıyor. İşte o arada başardınız başardınız. Olmadı aynen devam içmeye..
Aristo’dan Freud’a kadar.. Birsürü psikoloji üzerine kafa yormuş insanlar yüzyıllarca tartışmış durmuşlardır. Ama hiçbiri sonuca bağlayamadan ölmüştür.. Sonra da tıp doktorları çaresiz kaldıkları her an “psikolojiktir” deyip çıkmışlar işin içinden.. Ne güzel bir şeymiş bu psikoloji diyesi geliyor insanın.. Öyleki artık evlerimize, işyerlerimize, yaşadığımız her deliğe girmiş durumda.. Psikolojiyi düzeltme adına yapılan organizasyonlar, terapi seansları, dinletiler… Bütün bu faaliyetlerden nasiplenen de binlerce kişiler. Tuhaf ama bu işleri yapanların çoğunun zerre kadar da psikoloji eğitimi yok.. Çünkü bizim ülkemizde psikolog diye bir anlayış yok. Hani “uzan, inelim çocukluğuna” diyen türden.. Daha düne kadar bu tip doktora giden deli oluyordu çünkü.. Ama ne olursa olsun her sorunun psikolojik olabileceğini yıllar önce kabullenmiş durumdayız.. Tamam anladık psikolojik.. E bu işin tedavisi nedir?.. Bilen yok. Varsa da, “ne olacak canım psikolojikmiş, biraz rahatlasın geçer..” tadında bir anlayış.. Sonrada çöken bedenler, umutsuz gençlik, kararmış hayaller, kaybeden ülke…

Psikolojik durumlar en acil çözüme ulaştırılması gereken durumlardır. Asla baştan savmak için tercih edilecek bir yol olamaz.. Bu duruma bizi alıştıran doktorlar şimdi düzeltsinler bakalım bu hatalarını…
Haa bu psikolojik olayın birde toplumsal tarafı varki ona sonra gireceğim.. Psikolojik savaş durumları yani…
2 yorum:
Haklısın..
Evet pabuç sende haklısın :) Bu arda anlayamıyorum blogspot bir açılıp bir kapanıyor..
Yorum Gönder