Sayfalar

3 Şubat 2011 Perşembe

İyi uykular Defne...

Normal bir sabahtı o sabah.. Herkes işinin başında, herkes normal hayatında.. Sonra telefonum çaldı.. annem.. Açtım telefonu annem ağlamaklı.. Defne ölmüş dedi sesi titreyerek.. Bir an sessizlikten sonra "Defne kim anne?" diyebildim birazda tedirgin olarak... Annem ağlamaklı sesini dahada güçsüzleştirerek " Defne Joy FOSTER varya" dedi... Durakladım, anlam veremedim.. Gözümün önüne o cıvıl cıvıl kız geldi... Nasıl yani nedenki diye sorabildim anneme... Annem "bilmiyorum çok üzüldüm çook" dedi.. "Tamam anne sakin ol, o kadar üzülme hayat bu, başladığı gibi bitişide olacak elbet" dedim... Dedim ama bende irkildim, üzüldüm, durakladım öylesine... Biraz teselli etmeye çalıştım ve telefonu kapattım... Yazık olmuş dedim içimden, sonrada beynimde şimşekler çakmaya başladı.. Tamam kızcağız ölmüştü ama, ne annem nede ben hiç tanımamıştık onu, sadece televizyondan biliyorduk hepsi bu... Şimdiye kadar ölen çok insan olmuştu ama annem hiç bir zaman beni arayıp bu kadar üzüldüğünü söylememişti... Bu sevgi nasıl oluşmuştu ki.. sanki aileden, çok yakın biri ölmüş gibi üzülmüştü annem... Annemi tekrar aradım.. hala aynı hüzündeydi...

Televizyon, hayatımızın o kadar içine girmişki.. Hiç tanımadıklarımızı alıyoruz içimize, sevgi ile takip ediyoruz.. üzüntülerinde üzülüyoruz, sevinçlerinde onlardan çok heyecanlanıp mutluluk çığlıkları atıyoruz.. Günün birinde öldüklerinde belkide aileden biri ölmüş gibi kahroluyoruz... Yas tutuyoruz... Bu çok duygusal bir millet olduğumuzdan mıdır bilemiyorum... Ancak bildiğim tek gerçek, Defne'yi sevmeyenin olmadığı.. Çok fazla iş yapmamıştı belki.. birkaç dizide oynamış, sunuculuk yapmış, en sonda bir dans yarışmasının zıpır kızı olmuştu..
Yarışmadan elendi ve birkaç gün sonrada öldü... Allah rahmet eylesin Defne, huzur içinde yat çünkü hafızalarda yer ettin...

Her gün bir yerlerde insanlar ölüyor... Yada her camiden bir cenaze kalkıyor, gördüğümüzde bir rahmet okuyup geçiyoruz ama televizyondan takip ettiğimiz ve sevdiğimiz biri ölünce dağılıyoruz... Aslında herhangi bir camiden kaldırılan bir ölüden farkı yok.. her ikiside bize aynı uzaklıkta... Ama izlemeye alıştığımız insanların ölümünü kabullenemiyoruz, bakıp geçemiyoruz... Tıpkı 60'ını devirmiş tansiyon hastası annem gibi, tıpkı ihtiyar koltuğunda oturup ölümü bekleyen yaşlı dedeler gibi, tıpkı benim gibi.... Biz seni tanıdık, sevdik senin bizim varlığımızdan haberin bile olmazken... İşte diyor insan, üretmek ve sunmak, birazda sempatik oldunuzmu bir kahraman oluyorsunuz.... bence modern çağın kahramanlığıda böyle bir şey... Truva efsanesindeki gibi kahraman olmak için öldürmeye, dünyayı ele geçirme planları yapıp binlerce insanı katletmeye gerek yok... Defne kısa ömründe içimizde bir tatlı anı olarak kaldı, bir buse oldu ve gitti... İyi yolculuklar, iyi uykular zıpır kız...Yarım kalan hayatını yokluklarda tamamlaman dileği ile.....

2 yorum:

Engin dedi ki...

Allah rahmet eylesin. Neşesiyle sevdirmişti kendisini.

Volkan DENİZ dedi ki...

Evet, annem hala ağlıyor...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...