Yaş 58
Geçen günlere bakmaksızın geçen bir hayat. Ne vakit yanaşılmış atmışa bilen yok. Gören de.. Kendini bilmeye başlayınca okul günleri, büyüdükçe gelen sorumluluklar. iş hayatı, arada evlilik. Bolca hüzün, dert, faturalar..
Çoluk çocuk derken yitip giden bir ömür. Yapmak istenen etkinlikler, gitmek istenen yerler. Hep isteklerde, hayallerde kalmış. Hayalden öte olmamış rahat geçirilen günler. Rüyalar bile siyah beyaz yaşanmış. Hep bir hesap verilerek gelinmiş bu günlere. Yanlışlarından ders çıkarmaya zamanı bile olmamış. Yüzüne yüzüne vurulmuş yaptığı tüm terslikler.
Şimdi yatağının bir köşesinde bekleşen çocuklar, torunlar...
Ama yok ölmek. yaşanacak onca şey varken yaşamak gerek...
Bunca yıl yaşanırken hissedilmeyen, ihmal edilen, unutulan tüm tatlara bakmak gerek.
Ama çok geç... Olan olmuş ve tüm vücut bitmiş... Yaşandığını sanılarak tüketilen bir hayat, son nefesini vermiş...
Zamanı geri sarabilsek fazla değil yirmi yıl öncesine gitsek. Karşılaştığımız zaman sorsak bu adamcağıza bize ne söylerdi dersiniz. Bir bir sıralardı dertlerini, uğraşlarını, "ekmeğimin derdindeyim" derdi. Bilseydi ömrünün yirmi yılında hep aynı duygular için yaşayıp aynı ekmeği yiyeceğini ve en sonunda karanlık bir odada ölümü bekleyen insanların içinde ölüp gideceğini. Bırakır mıydı işini gücünü, kaçar mıydı gerçeklerden? Tabii ki hayır..
Ama bir fark var...
Hayatın içindeki başkalıkları da görmek gerek yoğun iş ortamında. Bazen gözü karartmak koşmak ve ulaşmak için çabalamak, bazen de oluruna bırakmak gerek. Uğruna boğuştuğumuz, ulaşmak için yırtındığımız değerlerin ulaştıktan sonra değersizleştiğini görmektense o an için istediklerimizi yaparak anlık mutluluklarla var olmak her zaman daha hayırlı olacaktır. Sonra zamana kızmamak için en azından...
Yaşarken yaratmalı insan gerçek dünyasını. Ne istediğini ortaya koymalı ve asla fakir felsefesi yapmamalı. Boşuna dememişler "gönlü zengin olan adamın zenginliği paha biçilemez" diye. Tam da böyle değildi ama ima edilen buydu..
İsteklerini erteleyenler bilmeliler ki... O istekleri için zaman bulduklarında, yeterli enerjiyi bulamayacaklar. Ya da o anki heyecanlarının yarısı bile olmayacak... Hayatın anlamsızlığını ve geçen zamanın acımasızlığını anlatırken bulacaklar kendilerini bir köşede...
Yaşamak için nefes almak yerine nefes alıyorken yaşamayı denemek gerek... Hemde ciğerlerinizi yakana kadar... Yoksa yaş yetmişe dayandınız dayanacaksınız...
Yaşamak için yaşamak gerek bir kar tanesi güzelliğinde...
27 yorum:
Balyoz gibi indi mi ne kafama sanki .. (üzerime almak istiyorum yazıyı müsadeniz olursa çünkü tam da bu durumdayım bu aralar )
Ertelemeler insanı bazen hasta bile edebiliyor o derece yani.
Saygılar..
Bir yakınınızdanmı bahsediyorsunuz?
Belki bir hastalık? Bir derdin olsa gerek! Ölüp ölüp yaşamak?
İçinde alınası dersler olan bir yazı,çok çok sevdim,aldım bağrıma bastım hatta,,,yaşarken ve elimiz ayağımız tutarken ve sağlıklıyken ve kimseye bir bardak su içmek için m uhtaç değilken ve gözümüz görürken ve kulağımız duyarken ve yanımızda bizi düşünen sevdiklerimiz varken bir kez daha bakmalıyız etrafımıza dikkatlice,görmeliyiz kendimizden aşağıda olanları,görmeliyiz ihtiyacı olanları,görmeliyiz sağlıklıyken biz hastaları,görmeliyiz zenkinken biz muhtaçları ve dönüp halimize şükretmeli hayattan bir lokma daha fazla tat almalıyız ki bizde aynı duruma düştüğümüzde keşkeler üstümüze karabasan gibi çökmesin....diye düşünüyorum ben acizane,
selamlar olsun :)
Bu arada ufak ufacıcık bir sitem,nerdesiniz?
Pabuç;
Ertelemeler hasta etmese de mutsuz edeceği kesin. Ama ertelemekten ziyade istediklerimizi yapacak enerjimizin bir gün tükeneceğini bilmemek çok kötü. Gün gelip imkan bulunca o enerjiyi bulamamak.. İşte o kahreder insanı...
Bu arada taş biraz fazla büyük oldu galiba. Pardon :)
Adsız;
Bir yakınımdan bahsetmiyorum. Herkesten ve herkesin bir yakınından bahsediyorum ve hatta senden bile bahsediyor olabilirim :)
Gelibolu 17;
Çok teşekkür ederim sıcak ve samimi yaklaşımların için. Evet ders alınacak ve düşünülecek çok şey anlattım. unutmamalı geçen zamanı durduramayız ama geçerken değerlendirebiliriz. Yoksa iş işten geçip gidiveriyor bir çırpıda.
Son zamanlarda yokum pek haklısın. Arada uğrayabiliyorum ancak. Hayat işte. Beni de alıp götürüyor bazen yoğunlukların içine..
Selamlar, sevgiler...
"Bazı insanlar hayatın içinden basıp geçer iz bırakır,bazı insanların içinden hayat yakıp geçer iz bırakır"
Allah'a emanet olun kardeşim.
Bazıları da sadece yaşar gider ne izi kalır ne de esamesi okunur..
Siz de Allah'a emanet olun...
"Bunca yıl yaşanırken hissedilmeyen, ihmal edilen, unutulan tüm tatlara bakmak gerek."
İşte benim aklımdaki tam da bu, efem.
İnşaallah olur bu dileklerim. Bunun için işten bile ayrıldım.Kimisini gerçekleştiriyorum çok şükür,kimisi de yalnızken tat vermiyor ama olsun...
Aklındaki olmasın sevgili Narda yaşamının içindeki anlayışın olsun. Yoksa her zaman inşallah olur bu dileklerim dersin hep..
İşten ayrılmakla iyi etmemişsin sanki. Bu işler sadece yürekle olmuyor zira... :)
Volkan Bey; çok şükür asıl istediğim iş konusunda (yazmak) ufak da olsa güzel adımlar atıyorum,güzel gelişmeler ve eleştiriler geliyor...Diğer mesele ise kadere-kısmete çok bağlı sanki :))
Mühendisliğe dönmeyi ise en azından kendi işim olmadığı sürece-düşünmüyorum:(
Vallahi anlamadım.., ne seni nede yorum yapanları ama hayatın içindeki sonsuz olasılıklar, sonra toplum ve birlikte getirilen anlayış, ihmal etmek ve pişman olmak, hadi olmadı bir daha deyip kuyruğu dik tutma çabaları, alt yapı yetmezliği ardından en soğuk yakalanışlar sonrası ahhlar ve vahhlarla geçen bir ömür elbetteki üzer kendisini.
Narda;
İsteğin yazmaksa, sabırlar ve güç diliyorum sana.
Mühim olan mutlu olduğun işi yapabilmektir. Başarı da orada gizlidir zaten.
Her şey gönlünce olsun...
Adsız,
Ahh bir de ben seni anlayabilsem...
58 ise daha genc sayilir 75-80 olsa hadi neyse diyebilirim ama 58... Yazik olmus Allah rahmet eylesin. Bilgehan Yurdakul
Bilgehan;
58 yaş genç ir yaştır evet. Ama son dönemeçtir. Sert girersen savrulursun, yumuşak girmek içinse o yaşa kadar biraz kendin için yaşamış olman gerekir. Burada anlatılmak istenen erteleye erteleye 58 yaşına geldiğinizde ertelediklerinizinn kaçından keyif alabileceğinizdir..
Saygılarımla...
Abi saygilar bizlerden bir görevdir, umarim yorumlarimizi anlayisla karsilar ve ayni saygi ile kucaklarsin bizleri, cünki ders kitaplarini bir ögrenci olmasan bile tahmin edebilirsin :) yani detaylara iniyoruz ve bos zamanlarimizi dinlence olarak yine okuyarak geciriyoruz.
Belki bir bakista anlama imkanimiz olmayaabilir, yanlis anlamayin ne bir köse yazisinda ne de bir makalede kelimelere sigdiramaginiz düsüncelerinize ve duygulariniza öncelikle saygi duyuyoruz
Sevgili Bilgehan,
Sizleri kucaklamayacak olsam yazılarımı yoruma açık tutmazdım. Yazdığım her yazı sadece benim görüşüm ile ilgilidir. Katılmak zorunda değilsiniz. Yorumlarınızla geliştirebilirsiniz. Bu sebepten anlayış gösterilmeyecek bir durum olamaz.
Ben de sizlere saygı duyuyorum her zaman. Sonuçta karşılıklı düşüncelerimizi paylaşıyoruz...
Sevgilerimle...
Mimledim seni görmek istersen eğer http://gelibolu17.blogspot.com/2012/03/nur-topu-gibi-bir-mimim-oldu-bakarmsnz.html beklerim :)
Afedersiniz buradan Bilgehana bir cagri yapmak istiyorum:
Neredesin sen kac gündür telefonun da kapali evine geldim bilgisayarin acik evin darma daginik, Meli günlerdir agliyor, kizcagizin senden haberi yok, üniversiteli arkadaslarin seni kac gündür görmüyormus yine hangi trenin raylarina bagladin kendini haylaz cocuk. Aksama yemege bekliyoruz seni korkma enisten aldigin borclari istemeyecek, Seni cok seviyorum Ablan Bilgesu...
Volkan yazini okudum ve sana katiliyorum, insani yillar degil yapmak isteyip yapamadiklari yaslandirirmis.
Hoscakalin
Bilgesu hanım,
Çok güldürdünüz beni.. :)
Umuyorum kardeşiniz mesajı almıştır...
Sevgilerimle siz de hoş kalın her zaman...
Sevgili Gelibolu,
Bu sıralar çok yoğunum ama mutlaka bir cevabım olacaktır..
Sevgilerimle..
Muhakkak eskilere fakliklarimiz oldugu kadar tesekkür edecegimiz yeni genarosyonumuz var. Bir evvelkinden alinan sayginin yenilere iletilmesi belki kendimizdeki yenilginligin motivasyonunur, burada yasam seviyesinenin üretkenlik ile arasindaki ince zar hayatin pozitif yönlerinde oldugu kadar negatif yönlerindede detaylarina kadar irdelenmelidir. insan her gecen gün yaslanir. Bu durum kendinde avantajdan daha cok dezavantaj yaratir ve en büyük belirtisi düsünce yetisinin artik eskisi kadar verimli olamamayasidir ve unutkanlik en önce gelenidir! En belirgini ise kendini anlatan üzücü anilaridir!
Bilgehan sadece bir örnek olabilir O gücsüz degil, enerji dolu, tezcanli ve bu özellikler hicbir insani azaltmaz. Pekii bu özelliklere kendi profilimizden bakacak olursak insanliga ne gibi faydamiz olabilir?
Nükleer artiklari tasiyan bir Vagonun raylarina kendini zincire vuran bir üniversetilinin hayattan kendi adina ne gibi istekleri olabilir?
Bence cok sey olabilir ve yoruma aciktir ama gülünc degildir.
Kim oldugum seni ilgilendirme
z
Muhakkak eskilere fakliklarimiz oldugu kadar tesekkür edecegimiz yeni genarosyonumuz var. Bir evvelkinden alinan sayginin yenilere iletilmesi belki kendimizdeki yenilginligin motivasyonunur, burada yasam seviyesinenin üretkenlik ile arasindaki ince zar hayatin pozitif yönlerinde oldugu kadar negatif yönlerindede detaylarina kadar irdelenmelidir. insan her gecen gün yaslanir. Bu durum kendinde avantajdan daha cok dezavantaj yaratir ve en büyük belirtisi düsünce yetisinin artik eskisi kadar verimli olamamayasidir ve unutkanlik en önce gelenidir! En belirgini ise kendini anlatan üzücü anilaridir!
Bilgehan sadece bir örnek olabilir O gücsüz degil, enerji dolu, tezcanli ve bu özellikler hicbir insani azaltmaz. Pekii bu özelliklere kendi profilimizden bakacak olursak insanliga ne gibi faydamiz olabilir?
Nükleer artiklari tasiyan bir Vagonun raylarina kendini zincire vuran bir üniversetilinin hayattan kendi adina ne gibi istekleri olabilir?
Bence cok sey olabilir ve yoruma aciktir ama gülünc degildir.
Kim oldugum seni ilgilendirme
z
Adsız kardeşim. Kim olduğunu merak etmemiştim ki "seni ilgilendirmez" demişsin.
Güzel yorumun için teşekkürler...
Hepimiz adsısız :)))
selamlarrr:) bende bazen yaşadığımı unutup bir ölüymüşüm gibi yaşıyorum:( ama biliyorumki bu zamanlarım hiç bi zaman geri gelmeyecek...o yüzden kendimi bi ölü gibi hissettiğim zamanlarda aslında ölmenin yeniden başlamak olduğunu düşünüyorum...şuandada yazınızdan çıkardığım kadarıyla isyan etmekle hiç bi yere varılmaz hayallerim için herşeyi yapmaya hazırım:)doğdu okudu memur oldu emekli oldu öldü değil insanlık için bir şeyler yapmak istiyorum..adımı herkes duysun bilsin istiyorum..çünkü biliyorumki bu milletin bana ihtiyacı var:) düz bir hayat yaşayanlarınsa çokdaaan bu ülkedeki kontenjanları doldu bile..önemli olan boş olan kontenjanları doldurmak:) tabi izin verilirse...
Yorum Gönder