Küçük mırıldanmalar, fonda inceden bir saz. Hüzne meyletmiş insanlar ama aslında neşeliler olabildiğince. Çekici bir renk hakim sokaklarına. Dükkanlar alabildiğince uzanıyor, bitmek bilmeyen albenileri ile.. Arada fırsatçılarda var ama rahatsız etmiyor bu keyif veren görüntülerin arasında. Gülümseyip geçiyorsun, çokda ciddiye almadan..
Gün batımı en güzel buradan görünür diyor mekanların hemen hepsi. Aldırış etmiyorsunuz ama. Gün batımını izlemek için ne mekana ne de servise ihtiyacınız yok çünkü.. Bir kaldırım taşı yada oturabilecek bir bank varsa gerisi boş zaten. Hani kolunuzda da bir sevdiceğiniz olursa, dayarsa başını omzunuza yada dayarsanız başınızı omzuna... Gönül ne melodi nede aşk istemiyor. Gönül, batan günün getirdiği hüzne dalıp gelecek günlerin heyecanına sarılıp gidiyor usul usul... Ama yoksa hiçbiri, yoksa dayanacak bir omuz. yoksa kadeh tokuşturulacak bir dost, bir sevgili. Herkes dost oluveriyor her mekanda. çünkü orada bir söz var. "rakı, balık ayvalık" gerisi boş.
Burası Cunda adası. Ayvalık'la bir köprü ile bağlanmış. Hemde bu köprüyü, Yunanlılar tüm adaları alırken bir gecede yapmışlar. tabii şimdiki halini değil. O bölgedeki askerler ve siviller ellerine geçirdikleri her şeyle bir gecede yapıvermişler köprüyü. Yunan'a gitmesin diye.. O askerlerin başında Albay Ali Bey var. Bu adaya aynı zamanda Ali bey adası da deniyor. Neden mi? Çünkü Yunan İzmir'e çıktıktan sonra, hiçbir direnişle karşılaşmadan her tarafı işgal ediyor. Ta ki Ayvalık'a kadar. Ayvalık'ta Alay Komutanı Ali Bey (Çetinkaya) ilk kurşunu sıkıyor Yunan'a. İlk kurşunun sıkıldığı yer şimdi TSK rehabilitasyon merkezi. Durduruyor Yunan'ı. Kurtuluş savaşından sonra mebus ve bakanlık yapıyor Ali Çetinkaya...
İlerleyen saatlerde ayrılmak istemiyorsunuz adadan. Meşhur sakız dondurması elinizde, dolanıyorsunuz karo taşlı yollarında, tarih fışkıran binalarını seyrederek. Arada gözünüz yakamozlara kaysa da, tekne sesleri ay ışığında sizi davet etse de, büyülenmeden gülümseyerek ya da küçük bir tebessümle bakarak etrafınıza bırakıyorsunuz adayı gün doğumundan batımına kadar geçireceği yeni günlere...
Birgün yolunuz düşerse, bir gün duyarsanız hikayesini, bir gün geçerseniz boğaz köprüsünden... Bilesinizki ilk boğaz köprüsü bir gecede Ayvalık'ta yapıldı. Hemde halk ve asker eliyle... O köprü sonradan yeniden yapıldı. Hala anlamlı ve hala bedava... :)
10 yorum:
Ben de bir marmara turu yaptım ama Edremit'ten aşağıya döneyim mi dönmeyeyim mi derken vazgeçtim. Yazınla, oraya kadar inmediğime pişman ettin beni. Neyse kaldı başka bahara :)
Gitmeliydin ama bende gitmeseydim bilemezdim. Hepsini oralarda öğrendim ve gerçekten bilmediğime üzüldüm. Öyle bir ülke ki, neresine dokunsan bin tane hikaye fışkırıyor.. :)
Sevgilerle... özledim ama seni gel artık...
İşte yolculuk böyle güzel hikaye tarzında anlatılmalı ki güzelliği bu kadar net hissedilebilsin okuyucu tarafından...
Ayvalık hakkında çok şey duydum çok şey öğrendim ama bir türlü gitmek nasip olmadı.. Gidip görmek uzak değil aslında, en kısa zamanda gezmek bana da nasip olur inş.Gezip görecek çok yer var ama imkanlar ve zaman kısıtlı olabiliyor işte..
İlk Boğaz köprüsü çok güzelmiş...Bir gece de köprüyü kuranlar kanlarıyla bu toprakları bize emanet edenler...Allah rahmet etsin her birine...
Umarım gezi yazıların devam eder...
Huzurla kalınız sayın blog sahibi(Volkan DENİZ) :)
Çok teşekkür ederim Pabuç.
Sana çok uzak değil, bir hafta sonu bile gidebilirsin. Ama gittiğin zaman anlattığım gözle bakmaya çalış yoksa arada çirkinlikler görür onlara takılırsan, güzellikleri göremezsin.
Sizde huzurla kalınız saygıdeğer yorumcu.. :)
Sıcak yaz günlerinizin hep tebessümle geçmesi dileği ile..
Tşkler..Bu gün birini sevindir :) Mesela hiç tanımadığın bir çocuğu..Bunu yazdım ama aklımdan da ''o zaten yapıyordur bu dediğini''diye de düşünüyorum :)Birinin yüzünde tebessüm ol ve bunu bize de aktar olur mu ..Fazla bir şey istemiyorum ki:)
Bir de bloguna Bursa'dan ne çok giriş varmış :) Bursada çok okunuyor sanırım sayfan...
Bereketli bir Cuma olsun senin için ve Dünyaya sevgiyle bakan herkes için..
Gönlünüzdekini hayatınıza hayırlısıyla versin Rabbim sayın B.S :)
Hiç tanımadığım bir çocuğu ve hatta çocukları sevindirmeyi çok severim zaten. Ama bugün senin için bir başka bakıcam etrafıma ve emin ol eğer olursa, sevindirebilirsem birilerini, bunu tüm içtenliğimle paylaşıcam buralarda. Ama bunu neden istedin onu bilemedim :)
Bursa'da tanıdıklarım var ama onlar pekde ilgilenmezler sanırım. :) Kalabalık şehir malum denk gelmiştir.
Güzel dilekleriniz için ayrıca teşekkür ederim sevgili yorumcu...
B.S. kısaltmasını hatırladıkça gülerim artık tüm gün... Yaklaşım süper...
Benim yaptığıma bildiğin sözü uzatma deniyor :) Şimdi şöyle ki; benim düşünceme göre birini mutlu ettiğiniz sürece tüm gününüz çok güzel geçer..Hele bir de bu bir çocuk olursa çok çok daha mutlu/huzurlu geçer...Heh işte ben de senin günün güzel geçsin diye lafı bu derece uzattım :)
Sana bir kısatma daha ..Oyun gibi oldu ama...
Allah her daim güzel ve doğru düşündürsün seni T.D :)
:)) Çok iyi anladım...
Çok da güzel ve hatta en büyük mutluluktur birinin mutluluğundan mutlu olmayı bilebilmek..
Hep birlikte doğruluktan sapmamak dileği ile..
Ama bu kısaltma zor yerden geldi :)
sevgilerle...
Ne güzel anlatmışsın,sanki sizin gözünüzden bende oraları görmüş gibi oldum :)Belki kendi gözümlede görmek kısmet olur bir gün...Aslında yazıyı ikinci okuyuşum itiraf ediyorum,ilkinde sessiz çıktım,şimdide öyle yapıcaktım,pabuçla yazışmalarınıza takıldım,çok hoşuma gitti :)ben seviyorum yorum okumayı,değişik fikirler görmeyi,ama sizin pabuçla daha önceki yorumlaşmalarınızıda şahit oldum,bu seferkiler daha başka daha bir içten,samimi yanlış anlamayın sakın,belkide ben öyle gördüğüm içindir,,,,neyse siz bana bakmayın,ben en iyisi yine sessiz moduna alayım kendimi :) Live traffic te Çanakkale yazınca benim geldiğim belli oluyor zaten yorum yazmasamda :)
Sevgili Gelibolu,
Oralara gtimek zor değil, gitmeye karar vermek zor.. Memleketimin her yeri ayrı bir değer..
Pabuç'la yazışmalarımızı samimi bulmuşsun, doğrusu şaşırdım. Çünkü ben zaten samimi bir insanım. Eğer buralara bir yazı yazıyorsak ilk önce bunun bir emek olduğunu ve içimizden bir yerlerden gelen duygularımızın bir yansıması olduğunu iyi anlamalıyız diye düşünüyorum. Okunan bşr yazıya sadece bir yorum bırakmak, o yazıyı yazan kişiye bir selam çakmaktır. "okudum" anlamında. Ama bence biz buralarda küçük bir grubuz ve birbirimizi anlayabildiğimiz, aynı şeylere gülebildiğimiz ve aynı pencereden bakamasak da saygı duymayı bildiğimiz kadar dost, arkadaş veya ne olunuyorsa ondan olabiliriz diye düşünüyorum. Yani bir şeyler atmışsak ortaya gerektiğinde sohbet bile edebilmeliyiz. Bu sohbetin sıcak yada soğuk olması da kişilerin o yazıya bakışlarından ibarettir. Ötesinde bir şeyler ima ediyorsanız da bu sizin görüşünüzdür. Ancak yanlış anlaşılmalara mahal vermeyeceğini umut ediyorum. Aksi takdirde çok üzülürüm...
Sizi açıkyürekli, samimi ve doğal oluşunuzdan her zaman takdir etmişimdir. Ama ben sizi de tanımıyorum. Bu fikre nereden ulaştım dersiniz. :) yazılarınızdan ve yorumnlarınızdan elbetteki. Yani buralarda yapılan her sohbet kişilerin diğer kişilere bakışını ve o kişi hakkındaki fikirlerini mutlaka şekillendirecektir.Tek fark ben beni okuyan kişilerle samimiyeti seviyorum hepsi bu. Çünkü hayatın içindeki resmiyet buralarda olmasın istiyorum.. Hayata tebessümle bakamayanlar, hayatın içinde olamayanlardır... Bana göre.. :)
Sevgilerle... Ayrıca sessiz modda kalmayın hiç bir zaman, kapımız her zaman açık bilesiniz...
Yorum Gönder