Sayfalar

28 Temmuz 2011 Perşembe

Ne ekersen onu biçersin...

Döndüm, dolaştım ve nihayet kendi bölgeme, kara sularıma yanaştım. Yanaştım çünkü henüz demirleyemedim. Neler olduysa bu yıl bana, yerimde duramıyorum. Bir gidiyorum pir gidiyorum, dünyadan bağlantılarımı bile kesiyorum. Sonra dönüyorum bir bakıyorum memleketimin çivisi gene çıkmış. Tarzım değil seyirci kalamıyorum. Bir şey yapabiliyor muyum? Onuda bilmiyorum. Yapmalı mıyım?? Ondan da emin değilim artık. Şimdiye kadar yaptıklarıma saysınlar diyesim geliyor ve hatta yaptıklarımdan da pişman oluyorum sanki ara ara.. Ne mi yaptım? Hiç, hiçbişey aslında. Anlattım, konuştum, okudum, araştırdım ve gene anlattım. Yol gösterdim haddim olmadan. Elinden tuttum düşenlerin ve el verdim kalkacak dermanı olmayanlara. Yaralarını sardım yaralanmış ama çaresiz olanların. Umut oldum beni sevenlerin yüreğine ve yel oldum sıcaktan çatırdayanlara..

Şimdi bakıyorum da ne ummuş ne bulmuşuz. Askerlerim ölmüş, kaçırılmış. Ülkemin kanalları ve hatta gazeteleri sadece ilk gün haber yapmış konuyu kapatmışlar. Bir banka müdiresi mağdur edilmiş. Hemde derin bir intikam ateşi ile, kimsenin umurunda olmamış. İmralı paşası!!! talimat vermiş, emir buyurmuş. Başım gözüm üstüne demediğimiz kalmış. İsrail özür dileyecekmiş diye umutlanmışız.. Bekliyoruz ağzı açık ayran budalası gibi. Özür dileyerek hiç uğruna ölen canlar geri gelecek sanki. Bir özürle her şey unutulacak. Tabii yaa.. Abimiz onlar bizim. Özür dilemek erdemdir, özür dileyeni affetmek daha büyük erdem.. Yesinler sizin yönetim anlayışınızı..

Ne güzeldi aslında herşey... Dolaştım memleketimin sahil şeritlerinde. Duble yollarda! dolaştım. Yol yapım çalışmasının olmadığını göremediğim duble yollarda. En ilginci de o yollar yapılalı bir yıl bile olmamış ve şimdi baştan sona onarımda. Onarım ne zamanmı başlamış?? 13 Haziran'da.. Nedenki??? Yaz boyunca tüm sahil yollarında onarım olsun. Ne kadar akıllıca dimi... :) Bence süper. Çok acaip çalışıyorlar...

Haritadan bakıp bildik yollardan ziyade daha kestirme ve az kullanılan yolları kullanmayı daha çok severim. O yollardaki köylere mutlaka uğrarım. Varsa bir kahvehanesi oturur sohbet ederim. Kimi beni ciddiye almaz, kimileri turist muamalesi yaparak bişeyler satmaya kalkışır, kimileri evine davet eder.. Ama sıcaktırlar, hep gülümserler. Hiç bir beklentileri yoktur hiç kimseden. Oralara yol yapılacak diye sözler verilmişse ve yapılmamışsa vardır bir bildiği büyüklerimizin diyecek kadar da merttirler. Ama boynu bükük değil. Zora koşmak istemediklerinden, inanmak istediklerinden bir sebebi olduğuna. Beklerler öylece... Elektriği olmayan köyler bile gördüm desem ne dersiniz bilmiyorum ama vardı. Elektrik hattı vardı ama elektrik yoktu. Arada bir geliyormuş. Aylardır süren bir onarım varmış bir yerlerde. Bilen yok ama, bu bakım nerede.. Kızdım birazda bu kadar da kabullenilmezki canım sıkıntılar. Ama yok.. Vazgeçtim sonra. Çünkü bana çıkıştılar.. "Vardır bir bildiği büyüklerimizin kışa rahat gircekmişiz" dediler. Vayy be.. İşte benim toprak kokan Anadolu insanım. Bu insanlardan zarar gelir mi insana. Kandırılır mı bu insanlar. Üç kuruşluk çıkar uğruna yalan dolan laflarla aldatılır mı, devletine bu kadar büyük bir inançla sarılmış yiğit insanlar...

Döndüm dolaştım ve geldim kürkçü dükkanına.. buralardayım bundan sonra... Çıkmam bir daha, ilgilenmem kimseyle. Anladım.. Herkes hak ettiği şekilde yönetilmeye mahkum bu ülkede.. Öğrettiler ne ekersen onu biçeceksin.. Tohumlar İsrail'den geliyorsa hala. Ektiğini bir kere biçersin ama tekrar ekmek için boynun bükük gidersin Yahudi boylarına... Özür dilemesede almasak, bitirsek bütün alışverişimizi. Ama olurmu. Alıştık bir kere. Aç kalırız sonra. Kim tutar elimizden. Giriverirler vatanın girilmeyen yerlerine. Kaldıysa eğer...

12 yorum:

Adsız dedi ki...

Halkın kabullenmesi, bilinçsizliği, vurdumduymazlığı konusunda çok haklısın abi. Kesinlikle halkın çoğu öyle ve ne yazık ki birçok kişi de gerçekleri bile görmek istemiyor. Yalnız yönetim konusunda aynı şeyleri söylemeyeceğim. Her ne kadar çok fazla sorun olsa da ve tüm hükümetler gibi bu hükümet de oya oynasa da bu zamana kadar gelen en iyi hükümet olduğuna şüphem yoktur. Öyle olmasa önceki zamanlarda da bir hükümet başta kalır ve oyları hep yükselirdi. Demek ki tüm eksiklerine rağmen iyi yanları var.

Yahudi'nin özür dilemesine gelince buna bu yönden bakman bence çok yanlış. Bir devletin iç işleri, sorunları kadar dış işleri de önemlidir. İsrail gibi karşısında güç tanımayan bir devletin bizden özür dilemesi bence çok önemli bir şeydir.

Senin değinmediğin bir konuya ben değineyim abi müsaadenle. Diyorsun ki köyleri dolaştım çok sorun gördüm, yollar bozuk vs. ama buna rağmen biz hala özürle uğraşıyoruz. Medya dediğimiz illet neden acaba özürle uğraşıyor da köylerle hiç uğraşmıyor. Hatta görüyoruz birçok kanalın köyleri dolaşan programları var. Onlarda dahi her şey güllük gülistanlık görünüyor. Bu kanallar içinde hükümete ters olanlar da var neden bunlar dile getirilmiyor peki? Demek ki kimse halkı önemsemiyor. Şahsen ben medyanın kendi başına iş yaptığına inanmıyorum.

Çok uzattım kusura bakma abi. Uzun süredir yoktun hoş geldin. Bir de blogunda aşağıdaki flaşları silersen bence çok iyi olur. Acayip ağırlar çok geç yükleniyorlar.

Volkan DENİZ dedi ki...

Yusuf kardeşim,
Benim hükümetle işim yok. Yalan vaatlerle işim var. Sahtekarlıklarla ve ucuz politik oyunlarla. Eski yanlışları da bugünkü yanlışları da görür ve gördüğümü de söylerim. Bu hep böyle olmuştur. Alınan oyda verilen oyda umurumda değil. çünkü anladım artık. :) Benim insanım kafasını kaldırmak istemiyor. Çorbası kaynasın, yorganına sarılıp uyusun yetiyor. Gerisi boş ve anlamsız. tıpkı 1913 teki gibi... Ama tarlasına bir gün girilecek haberi yok. Neyse sağlık olsun.. umarım yanılırız..
Özür meselesine takılma çünkü öyle bir şey olmayacak. olsa da çok basit bir kandırmaca ile geçiştirilecek. unutma ki Bir Yahudi Yahudi'den başkasını adam yerine koymaz, düşse bir tekme daha atar.. Kural budur..
Televizyon programları konusunda çok haklısın hepsi kurgu ve kandırmaca maalesef.. Toz pembe hayalleri çok seviyoruz çünkü..
Çok teşekkür ediyorum, blogla ilgili çok iş yapmam lazım haklısın ama çok da anlamıyorum :) öyle bir sayfa yaptım kendince gidiyo işte..
Sevgilerle Yusuf iyi bak kendine..

Pabuc dedi ki...

Selam,
siyasi konuşmaları pek sevmem çünkü pek sonu olmaz..ve bir sonuca bağlanmadığı gibi çoğunlukla da tartışma (ve bazen de kavgayla sonuçlanırlar) Yine de bir şey söylemek istiyorum haddim olmayarak..Yusufun dediklerine katılıyorum ve ek o olarak..Hep merak ediyorum bu ülkede bir çok hükümet geldi geçti( ülkeyi giderken talan edip gittiler o ayrı bir konu) Ama neden se şimdi ki hükümet geldiğinden beri halk koyun oldu konuşmaları yapılır oldu! Neden bu hükümete oy verenler koyun oluyor bu konuyu anlayamayacam!! Ergenekon adı altında kimler gelmiş kimler geçmiş ülkemin üzerinden ama ne hikmetse o zamanlar koyun çoban muhabbeti hiç olmamış!!! Bankalar iflas edip paralar hortumlanırken koyun çoban muhabbeti olmamış...Dedim ya siyaset sevdiğim bir konu değil benimkiler gördüklerimden yola çıkarak sorulan sorular işte...yoksa hükümet babam değil vazgeçilmezim de değil...ama eleştrirken de adaletsiz davranıldığını düşünüyorum...

Ve asıl konu, ben ne zaman tatile çıksam sen de ortadan kayboluyorsun yoksa aynı yerlerde mi geziyoruz:)) Sahillerde gezdiğini söylemesen bundan şüphelenecektim:)) Şaka bir yana tatilde yaptıklarına hayran oldum ,hiç kullanılmayan yolları kullanmayı sevmen de çok hoş ..Biz de navigasyona uyduk kısa yol diye bir dağ yoluna girdik gezimizde,yol üstünde bir çok köy vardı ama öyle korkmuştuk(kaybolduk diye) öyle yorgunduk ki durmak aklımıza bile gelmedi:)

Yol yapımları konusunda da bizim burada da çalışmalar var yoksa sen buradan da geçtin mi ? :)

Düşüncelerini doğrudan dile getirmeni severek okuyoruz..Bazılarına katılmıyor olsak da yazılarını sürekli ve ilgiyle okuyoruz biline...

Sevgi ve huzurla kalın sayın blog sahibi...

Volkan DENİZ dedi ki...

Sevgili Pabuç;
Keşke imkan olsada elinden tutup seninle şöyle bir gidebilsek 80'li 90'lı yıllara. İzlesek halkımızın durumunu, görsek yapılanları. Anlasak o zamanki koyunlukları da, yanlışlara söylenenleri de. Şu sonuca varacağımız kesin. Evet o zamanlarda çok yanlışlıklar var ama... Çiftçimizi ithal tohumla kandırıp, ithal ve geri dönüşsüz tohumu dayatan yok. Domates domates gibi kokuyor, salatalık salatalık gibi. Bir şeylerin tadı var anlayacağın. GDO'lu ürünlerle beslenmiyoruz. Limanlar hala bizim, iş göremesede bir PTT'miz var. Çalışan memurlarında iş yok ama. Çünkü "Benim memurum işini bilir" diyen biri, ki bu biri şimdilerde hep saygıyla anılıyor nedense mevcut iktidarca, memurluk zihniyeti yerle bir etmiş, rüşvet uçmuş gitmiş, rüşvetsiz iş dönmüyor. Ülkenin en büyük derdi terör. Ancak ciddiye almayan bir yönetim var. Yanlış yanlış üstüne yapılıyor ve ne oluyor. Bu halk sille tokat giriyor. Sonuç o gün iktidar olan partilerin bugün gölgesi bile yok...
Şimdiki durum bambaşka.. Ufak ufak anlatıyorum zaten. Ama şunu iyi bilmeni istiyorum benim derdim bugünkü iktidar yada hükümet değil. derdim yanlış yapılan her şey. Kandırmaca üzerine kurulan bir yönetim ve beleşçiliğe alışmış bir halk. İşte bunları kabullenemiyorum. Doğru olan bir şey gördüğüm an emin ol hiç düşünmeden takdir etmesini de bilirim..

Aynı yerlerde dolaşmış ve hatta karşılaşmış bile olabiliriz. Genelde Marmara'dan çıkıp Ege bölgesi sahillerindeydim. Ama ben öyle plajda güneşlenebilen biri değilim. Ya dalış yapıyorumdur ya da o bölgedeki ilginç hikayeleri dinliyorumdur. Ülkemi de insanını da severim. Tarihini bilmeyenlere de üzülürüm. Gittiğim her bölgenin bir hikayesi olduğunu duymak ve o hikayeyi bölgenin halkından öğrenmek başka bir keyif verir. ZAten sahilden çok dağ tepe dolaşmayı severim.
Ama ilginç gerçekten ben yokken sende yokmuşsun :) İlginç tesadüf..
Çok teşekkür ederim, değerli yorumların ve katkıların için.. Yazdığım her şeye katılmak zorunda değilsiniz zaten. Eleştirmek ve yerden yere vurmak da serbest ama bir dayanağı olacaksa. Yoksa internetten indirilen şişirme bilgi ve belgeler beni hiç etkilemez bilesin :)
Sevgilerle...

BuRCu dedi ki...

Öncelikle hoş geldin :)
Yazdıklarına katıldığımı söyleyeceğim; hatta yazdıklarından bir şeyler öğrendiğimi de. Mesela ben aklım siyasete-ülke gündemine ermeden önceki dönemleri, doğmadan önceki yaşamı büyüklerime sorarım. Okuyarak bilgilenmeye destek olarak gerçeği birebir yaşayanlardan öğrenmeye çalışırım. Gözlemlerini tarafsız paylaştığını düşünüyorum. Belki de bu yüzden senden de öğreniyorum. Teşekkürler bu paylaşımların için.
Sevgilerle Volkan...

Pabuç dedi ki...

Biz de internetten indirilen şişirme bilgi ve belgelerle konuşmadığımıza göre sorun yok o zaman....

Volkan DENİZ dedi ki...

Teşekkür ederim Burcu,
Tarafsız ve yalın olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum. Hiç kimseden etkilenmeden. Ama bazen çakışıyorum bir takım düşüncelerle. Her defasında da haykırıyorum benim derdim yanlış yapan herkesle.. Ülkemi seviyorsam bunun bir vatandaşlık borcu olduğunu da düşünüyorum. Lafla peynir gemisi yürütmek değil niyetim. Ama susmak da benim tarzım olamıyor.. Konuşmanın zor olduğu bu günlerde özellikle :)
Sevgiler Burcu...

Volkan DENİZ dedi ki...

Pabuç,
o kadar yazdım sen sadece o bölümdemi takıldın. Sözüm sana değildi zaten, olmazda. İnterneti kullanmak gerek evet ama çok yanlış bilgileri barındırdığını bilerek demek istedim. Çoğu insan internetten indirip okuyarak bilgiye ulaştığını sanıyor ama oysa bilemiyorki o bilgi tamamen yönlendirme ve kandırma maksatlı verilmiş bir bilgi.. Sana cevap yazarken ima yaptım yoksa seni kast etmedim. Böyle anladıysan kusura bakma.. Seni incitmek istemem...
Sevgilerle...

Pabuç dedi ki...

Yorumnu yazdıktan sonra '':)'' ifadesi bırakmadığım aklıma geldi ama geç kalmıştım..neyse; kırılmadım inan..kırılsam söyleyecek kadar yüzsüzümdür:)

Ve fikirlerini kabul etmesem de zeki insanların yazıları/yorumları/düşünceleri önemlidir benim için...Bakış açımı genişletir..Ben körü körüne savunmam birileri/bir şeyleri..Ama dikkatimi çeken şeyleri de yazıyorum işte...

Sevgi saygı bizden de size blog sahibi...

Volkan DENİZ dedi ki...

Yazmalısın da bence..
İnce iltifatların için teşekkür ederim ancak zeka, zeki insanlarca fark edilen bir şeydir :)
Çokmu iddialı oldu acaba..
Bazen ufak çekişmeler sayesinde keyif veriyor bloglarda yazmak. Yoksa herşey rutin ve kuralına göre giderse sıkar bir müddet sonra..
Bu blog sahibinin bir ismi de var ama.. :)

Pabuç dedi ki...

zeka zeki insanlr tarafından farkediliyor tezini ben çürütmüş oldum :) istisnalar kaideyi bozar bozmaz bilemem ...

Rutinlik evet sıkıyor zamanla..uff bir de hava bu kadar sıcaksa :)

blog sahibi diye yazmak (nereden hak ettiysem) samimiyetten gelen ufak bir şımarıklıktı :)

Bir de şu linke bakarmısın ?
http://friendfeed.com/muratcimentr/701eee24/amerikan-da-3-5-kg-dogdu-diyenlere-sevgilerle

Volkan DENİZ dedi ki...

Ortada bir istisna olmadığından kaide duruyor yerli yerinde :) Çünkü ortada bir tez de yok..
İstediğin gibi yazabiirsin, benimkide küçük bir espriydi.. :)
Siteye baktım. Ben durumun farkındayım zaten. Ancak yıllardır o bölgenin insanları duygu sömürüsü yapılarak kullanılıyor, herkes laf olsun diye bir şeyler yaptığını söylüyor. kızgınlığım onlara. yoksa ben hazırım yapılacak bir şey varsa hemen yapmaya... yapmaya da çalışıyorum elimden geldiğince...
Ayrıca samimi hissediyor olman beni daha çok mutlu eder..
sevgiler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...