Sayfalar

23 Nisan 2011 Cumartesi

Hadi bayrama...

Annem elimden sıkı sıkı tutmuş, okula doğru gidiyorduk. Üstüme su sıçramaması için parmaklarımın ucunda yürümeye çalışıyordum. Bembeyaz pantolonumu daha o sabah ütülemişti annem. Sadece pantolonummu, gömleğimde bembeyazdı..  Aslında alışkın değildim annemle birlikte okula gitmeye. Ama o gün başkaydı. Annem bir eliyle beni tutarken diğer eliyle yağan yağmurdan korumaya çalışıyordu hem beni hem de kıyafetlerimi, tuttuğu şemsiyeyle..
Çok ciddi engelleri aşarak geldik okula.. Yağmurda hız kesmişti biraz ama annem hala şemsiyeyi üstümde tutuyordu kendi ıslaklığına aldırış etmeden.. Sonra benim gibi bembeyaz giyinmiş arkadaşlarımın yanına gittik. Onlarda anneleriyle gelmişti. O yıllarda babalar katılmazdı pek bir şeye. Hatta velisi babası olan hiç arkadaşım yoktu. Babaların yegane işi sabah akşam çalışmaktı çünkü.. Çocukları büyütmek tamamen anneye bırakılmıştı. Anlıyacağınız ortalık çocuğuna şemsiye tutan annelerle doluydu. O ilginç kareyi çok net hatırlıyorum hala..
Yağmur dindi. Annelerimiz ellerinde taşıdıkları koca poşetlerden tül kanatlarımız çıkardı, ustaca iliştirdi kıyafetlerimize.. Birer kelebek olmuştuk. Beyaz kelebek..
O gün 23 Nisan’dı..
Neredeyse ortaokula kadar 23 Nisanlar benim için önce kelebek olmak sonrada o kıyafetle şiir okumak demekti. Aylarca hazırlarlardı bizi… bizde hiç sormazdık.. Bu günler özelse neden özel demezdik hiç. Birer kelebek olur, şiirler okur yine annemizin elinde eve dönerdik. Hepsi bu… Ama heyecan vardı, bir şeyler yapmış olmanın verdiği mutluluk vardı. Ne biliyim doğallık ve şirinlik vardı.. Tarihi hiç bir şey bilmiyorduk ama o günün sadece çocuk bayramı olmadığını biliyorduk en azından. Çocuk aklımızla büyüklere bir şeyler öğretiyor sanki onlara bir mesaj veriyor gibiydik. Çok umurlarında mıydı bilmiyorum ama olsun biz biliyorduk ki 23 nisan önemli bir gündü…
Oysa şimdi yapılması gerektiği için yapıldığını, her taraftaki büyük mağazaların mevcut bütün günlerde olduğu gibi bu günüde en karlı geçirme yöntemlerini bularak çocuklara inanılmaz tahrik edici tuzaklar hazırladığını görüyorum. Bu günün anlam ve önemi bir şeyler yapma, sunma becerisinden çok alışveriş yapma şekline doğru kaymış durumda yazık ki..
O günlerde çok bir şey bilmiyorduk asla çocuklarımıza yada eğitim sistemine laf söylemiyorum. Hatta ekonomiyi düzeltme işini çocuklara, sevgililere, annelere birazda babalara bıraktıkları için takdir ediyorum biraz belki…! İçin için söylensemde çok ciddiye almayın. Çünkü bende biliyorum bir çocuk için en değerli şeyin sadece 2 gün oynayacağı bir oyuncak olduğunu.. Ben de biliyorum çocukların bu tip törenlerden çok keyif almadıklarını.. Bende biliyorum çocuk olmanın ne demek olduğunu..
Ama bilemediğim bir şey var.. Bunca masrafa bunca uğraşa rağmen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramının ne demek olduğunu bilmeyen anneleri, babaları.. Bütün bu kutlamaların ne anlama geldiğini bilmeyen çocuklarına, annelerin hala sadece şemsiye tutmalarını.. Akşamları haberlerde devlet büyüklerinin koltuğuna oturan çocukların nasıl seçildiğini… Geçen bunca zamana rağmen çocukların neden beyaz kelebek olmak zorunda olduklarını bilmiyorum, anlayamıyorum…
Tamam bugün çocuk bayramı.. Ben çocukları çok seviyorum.. Onlara çok güveniyorum.. Tüm çocukların gözlerinden öpüyorum.. Bayramımızı kutluyorum. Hepimiz bir çocuğuz çünkü. Bir yanımız hiç bir zaman büyümez…

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...