Sayfalar

12 Mart 2011 Cumartesi

Her şeyin bir yaşı varsa...


Hadi gidiyoruz.. Neresi olduğu kimlerle olduğu, orada ne yapacağımız, nasıl gidileceği, nasıl dönüleceği gibi hiç bir şey sormayacaksınız. Gelecekmisiniz peşimden? hep beraber gidip geleceğiz.. Varmısınız??
Hadi be oradan dediğinizi duydum.. haklısınız.
Ama ben giderdim. Gidenleride biliyorum Kimler mi ?? Kimler olacak samimi arkadaşlar, bir grup akraba, birazda birbirine güvenen insanlar. Ama hepsinin tek ortak tarafı var… maceraperestler… Sorgusuz yaşamayı seviyorlar, hayatmış, ülkeymiş, sorumluluk muş.. çok uzak şeyler bunlar.. Dünya umurlarında değil.. Yaşıyorlar işte gençliğin deli kanı onları nereye götürürse.. Orta yaşa yakın olanlar onları görünce.. “Acaba bende yapabilirmiyim ki” diye düşünüp hafiften özeniyor, hatta çaktırmadan bir deneme de yapıyor. Orta yaşa gelenler, acımasızca yerden yere vuruyor.. “bunlaramı bırakıcaz memleketi” diye veryansın ediyor.. Orta yaşı geçmiş ufaktan toprağa bakanlar, hiç şans tanımıyor “tüüü Allah sizi bildiği gibi yapsın yezitler” diyor her gördüğünde.. Yaşlılar… işte sadece onlar alkışlıyor yaptıklarını.. Onlar değer veriyor gençliğin düşüncelerine.. Onlar anlıyor sadece genç kanın ne demek olduğunu ve akarken durdurulamayacağını.. Çünkü hiç şansları yok takdir etmekten başka.. Çünkü gidiyorlar artık.. Çünkü bu dünyada yapılacak ne varsa o deli kan akarken yapılmalı sonrası sadece özenti oluyor ve birazda yakışmıyor diye düşünmeye başlamışlar. Çünkü onlar artık hayatın görünmeyen taraflarını görüp değerlendirebiliyorlar… Çünkü onlar  duygu gözüyle bakabiliyor dünyaya.. Çünkü onlar genç olmanın ne demek olduğunu herkesten daha iyi hissedebiliyor.. kıskanmadan, eleştirmeden…
Hatırlarım daha ilkokul çağlarımdaydım.. Babaannem ne zaman sokağa çıksa ya da genç nesilden birilerini görse televizyonda lanet okurdu. Kimseyi beğenmezdi. “Bunlarmı” derdi.. “adam” olacak. Çok sormuşumdur babaanneme adam ne demek diye ama hiç cevap vermedi hep başından savdı. Annem, ben büyümek için uğraşırken, bazı bazı yaptığım haylazlıklarla başa çıkamaz. “bu daha büyüyüp adam olacak bizde göreceğiz” derdi.. Gerçi yıllar geçti anneme sorsanız hala bir baltaya sap olmamış durumdayım sanki ama… Her neyse.. Biz genç kana dönelim.. Genç işte, kendini içindeki fırtınalara bırakarak yaşıyor. Daha 20′li yaşlara yeni yanaşmış.. Sen tut ülke meselerini yık adamın üstüne.. Buda yetmiyormuş gibi. Tarihini bilmesini, ülkesini tanımasını, bir kaç yabancı dil konuşmasını iste. Sonra hepsini bir yana bırak kahramanlık methiyeleri dizerek, “sen büyük adamların torunusun” de.. hepten bişey sansın kendini.. Sonra sol elde tesbih (32 taşlı ama) ceketin sağ omuzu düşük vaziyette gezsin. Mahallenin en bıçkını olma yarışında, en güzel kızı kapma adına, birinci gelsin.. Sonrada sen kalk buralarda yaşayanlara “varoş” de… Neden?? Çünkü kendinden önceki nesil, onun önünü tıkayıp sadece kahramanlık methiyeleri ile büyüttüğü için.. Çünkü büyüklerinin yanında konuşulan hiç bir konuya yorum dahi yapamadığı için. Çünkü askerden gelene kadar adam olma şansı olmadığı için…
Elin oğlu napıyor.. Dağın başından uçurumlara doğru kayakmı yapacak.. Dur diyor bende geliyorum.. Bir icat yapmak için evimi yakacak.. Al sana kibrit diyor babaanne..  Everest’e el atma adına üçbuçuk yıl Hint fakiri gibimi yaşayacak. Yaşasın da bir işe yarasın diyor babası.. Sözün özü efendim.. Genç olanlar genç gibi yaşıyor… Kendilerinden beş kuşak ötedeki insanların koydukları kurallara uymak zorunda kalarak değil.. Durr!!! yanlış anlama hemen.. Gelenek göreneklerden bahsetmiyorum.. Kuralcı yaklaşımın yaratıcı gençliğin akan deli kanını dondurduğundan bahsediyorum…
Hadi gidiyorum çıkın kabuğunuzdan da gelin peşimden. Belki memleket için hayırlı bir iş yaparız bu arada.. Birilerinden duyduklarımız, gördüklerimizden değil kendi değerlendirmelerimizden ulaşmalıyız sonuca.. Ama bu değerlendirmeleri yapabilmek için önce adam yerine konmalıyız. Gençlerimizin sırtına memleket meselesini yıkmadan, elimizdeki memlekete sahip çıkıp öyle gençlere teslim etmeliyiz.. diyorum başkada bişey demiyorum konuyu burada kapatıyorum yoksa sayfalarca yazacağım.. Hadi ben yoldayım :)

4 yorum:

Pabuc dedi ki...

İyi yolculuklar...

Yola çıkmaya karar verdiysen o an çık yoksa hayat zamanla kanka olup seni o yoldan uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor...

Herkese ve her şeye inat sonuca kendi değer ve değerlendirmelerimle varacağıma inanıyorum..Hayatın acımasız/nankör ve bencil yanı benim yaşantımı çalmış olabilir ama RUHUMU asla...

İyi yolculuklar..Belki bir yerde biz de katılırız sana...

Volkan DENİZ dedi ki...

Ben o gün bugündür yollardayım zaten. :)
Sen yeter ki katılmak iste. Gelir seni de katarım,
Sonuç ancak senin değerlendirmelerinle ulaşılırsa senin için sonuç olur zaten... Yoksa aldanır gidersin.
Zaten kalan bir ruhumuz var. Oda işte biyere kadar demezse.. :)

Pabuç dedi ki...

Bir tek ruhum var ve bana her durumda arka çıka,n bana asla sırt dönmeyen beni ben gibi kabul eden bir tek o var..O beni yarı yolda bıraktığı gün öldüğüm gündür...

Volkan DENİZ dedi ki...

Ruhunun seni yarı yolda bırakması mümkün değil ama senin de ruhunun dediklerine arada kulak vermen gerekir. Heyecanlarına tepkisiz kalmayarak mesela..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...