Sabah kalktı adam, sessizce sıyrıldı yataktan, karısı uyuyordu hala.. Ona bakarak giyindi.. Seyretti biraz uyurken, dokunmak istedi ama uyanmasın diye dokunamadı baktı öylece... Yıllar olmuştu evliydiler.. Ona ikide çocuk vermişti.. Bir gece önceyi hatırladı birden.. İrkildi düşüncelerinden. anlamsız tartışmışlardı.. harcama listesinin kabarıklığından çıkmıştı her şey.. Karısının çok fazla masraf yaptığından dertlenmişti adam, kadında anlatmaya çalışmıştı.. Market alışverişinin bildiği kadarda ucuz olmadığını.. Evin her tülü alışverişini kendinin yaptığını, arzu ediyorsa bundan sonra mutfak alışverişini beraber yapabileceklerini söyledi... Gitti salonda televizyonu açıp oturdu, adamı tek başına bırakıp.. Sonra sessizliğe bürünmüştü ikiside ve sessizce uyumuşlardı aynı yatakta ama aynı dünyada olamadan... Böyle bir akşamın sabahında adam yinede bakmıştı karısına sevgiyle.. Bunun adı sevgimiydi değilmiydi pekde umurunda değildi.. Bildiği tek şey akşam yine buraya dönecek ve her şey olduğunca yaşanacaktı.. Tam kapıdan çıkarken karısı geldi yanına.. ''Akşam biraz erken gelebilirmisin''.dedi adam ''neden'' diye sordu.. ''ya gel işte, çocuklar okuldan gelince ben evde olmayacağım sen karşıla onları'' dedi.. Adam ''hayırdır nerede olacaksın'' diye sordu. Kadın; alt komuşunun yeni doğan çocuğunu görmeye gideceğiz arkadaşlarla dedi.. Adam tamam dedi ve çıkıp gitti...
Akşam okul çıkışı yanaşıyordu kadın sinirli sinirli söylenmeye başladı.. Gelmedi yaa , nasıl ilgisiz bir adam bu, telefona sarıldı ama tuhaf ki telefonu hep açık olan adamın o gün telefonu kapalıydı.. Sinirli bir şekilde telefonu duvara çarptı.. parçalandı.. Üstelik bugün... dedi devamını getiremedi koltuğa oturup hışımla televizyonu açtı..
Kumandayı eline aldığında kumandanın arkasına yapıştırılmış bir kağıt gördü... "Bugün saat tam 16.00 da bir adam seni almaya gelecek lütfen onunla birlikte gel" yazıyordu kağıtta.. ne saçmalıyor bu adam diye düşündü.. Saate baktı 15.55.. Ama çocuklar okuldan gelecek Off yaa ne şimdi bu.. diye söyleniyordu kendi kendine.. kapı çaldı gençten bir çocuk.. "hanımefendi beni kocanız gönderdi benimle gelmeniz gerekiyormuş'' dedi.. Kadın ''söyleyin ona gelemem çocuklar gelecek okuldan her ne halt çeviriyorsa gelsin eve'' dedi.. Ama adam ısrarlıydı.. Çocukları dert etmeyin dedi.. Kadın anlamsızca baktı.. "Nasıl yani hem siz de kimsiniz?".. "Dedim ya, kocanız gönderdi" dedi.. "Yaa anlamıyorum manyakmısınız neler oluyor böyle".. diye bağırmaya başladı kadın.. Bir yandanda montunu giyiyordu.. "Tamam" dedi "hadi gidelim bakalım nedir derdi".. Çıkarken de yan komşusuna çocukları almasını tembihledi..
15 dakika sonra bir restorantın önünde indiler arabadan.. Kadın "eee" neden geldik buraya şimdi?" dedi. adam sessizce yürüdü, kadında peşinden.. Kadın içeri girer girmez kocasının ona yıllar önce söylediği ama artık duymadığı şarkıyı duydu.. Kadın fark etmemişti ama orası, tanıştıklarında baş başa ilk yemek yedikleri yerdi.. Sonra kocası göründü, arkasında çocuklarıyla birlikte.. Kadın utandı süzüldü şaşkınlıkla baktı sadece.. Adam sokuldu ve "Doğum günün kutlu olsun karıcığım" dedi.... Kadın dayanamadı sordu.. tamda sarılmışken, kulağına fısıldayarak.. ''Kumandanın arkasındaki kağıdı göreceğimi nereden biliyordun?'' diye.. Adam gülümsedi.. "Bana sinirlendiğin zaman ilk yaptığın şey televizyonu açmaktır" dedi...
O günden sonrada gene kavgaları oldu.. kadın kocasına gene sinirlendi ama televizyonu açmadı bu sefer...
Özel günlerimizi hatırlatmaktansa, sevdiklerimize saygı duymayı becerebildiğimiz kadar sevgimiz de büyür..
Biliyorum çok klasik ve de bildik bir hikaye.. Ama kadınlar hep ister, erkekler de hep kurtarır ilişkiyi.. Sonra kadınlar küser erkeklerde uğraşır durur, şaşırtıp barışmak için.. Kadınlar hep haklı görür kendini. Erkeklerde ders vermek için türlü oyunlar oynarlar.. Bu ikili hayatın içindeki hikayeler böylece sürüp gider.. Kim hayal gücünde daha başarılı ise o kurtarır ilişkiyi.. Adamlar kadınlar derken.. bazende tersi olur.. Adam küser, kadın ne yapsın... Küser o da sadece.. Bekler adamdan ama fazlada ihtimal vermeden... maalesef bilir işte... son söz benimdir der o yüzden.. Bu didişmeler olmazsa da hayatın ne rengi kalır nede ahengi... Ama severiz birbirimizi.. Özel günler bahanedir aslında söyletemediğimiz sözleri söyletme adına..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder