Yalnız kalma tercihleri arasında tamamen yalnızlık yoktu aslında. Sadece anlık bir yalnızlıktı onunki. Ama şimdi nedensiz kalmıştı işte bir başına...
Kafa dinlemenin bir başka deyişidir yalnız olmak. Nasıl bir şeyse kafayı dinlendirmek sonu hep yalnızlığa gidiverir. Etrafta başka kimseler olmasın, sessizlik olsun, müzik bile olmadan dinlenmek istenir. Ya da kafayı huzura erdirmek işte. Ama sonunda ulaşılan nokta o derin yalnızlıktan başkası olmaz...
Her şey "şöyle bir kafa dinleyelim be" ile başlamış. Şimdi elinde bolca dinlenmiş bir kafayla bir başına kalmış. Bu dinlenme sürecinde kimseyi görmek istememesi, etrafındakilerin zaten var olan gitme niyetini pekiştirince hepsi birden yok oluvermiş.
Yol kenarında bozulmuş arabasını tamir etmeye çalışırken gördüm. El sallayıp durdurdu beni. "bir el atsan da çalıştırsam" dedi. 92 model lada samarasını. Kenara yanaştım geçtim arabasının arkasına epeyce ittirdim ama yok mümkün değil çalışmıyor. "benzin varmıydı" diye sordum. belki de anlamsız bir soruydu ama cevap daha acıydı. "bilmiyorum ki, bir kaç gün önce 20 liralık benzin koymuş olmalıyım"
Beraber gittik benzinciden aldık biraz benzin. Benzinciye gidip gelirken anlattı bana o derin yalnızlığını. Terk edilişini, insanların onu birer birer kaderine terk edişini. Eski varlıklı günlerini. Kısacası kaybolmuş bir adamın hikayesini anlattı. Tercihlerinin onu buralara kadar sürüklediğini şimdilerde aldığı emekli maaşıyla aynı zamanda evi de olan bu arabada yaşadığını söyledi.
Bıraktım aynı yerde, arabasını çalıştırıp gitti. Baktım öylece arkasından. İhtiyarlarken yalnızlığa gömülmüş adamın çaresizliğini hissederek baktım.
Kim ister ki, hayatının en olgun döneminde öylece bir başına kalıp yaşamaya çalışmayı. Ya da ömrünün kalan kısmının çabucak bitip gitmesini. Verilen sözler, güzel ilişkiler, yapılan iyilikler.. Bunların hepsi hayatın içindeki insan ilişkilerinin temeli olmalı. Bu işleri ne kadar yürekten ne kadar cesurca yapıyorsak o kadar bir şeyler oluyoruz. Ya da yaşlandıkça aksileşen tarafımızla kalıyoruz bir başımıza. Tıpkı 20 yıllık derme çatma Rus arabasında yaşayan yetmişlik amca gibi...
Yalnız kalmayı tercih etmek anlık olarak iyi gelse de özünde yanlış bir tercihtir. Her geçen gün derinliğinde kaybeder herkesi. Kafa dinlemek için bir deniz esintisi eşliğinde eş dost gülümsemesi yetmelidir bence...
8 yorum:
Konuyla uzaktan alakalı yorumum;
Ben uzun bir süre kafamı dinlemek istemiyorum...İç sesimi duymadan zaman geçirmek istiyorum biraz..
Pabuç;
Konuyla alakasız olur mu. Ben de en güzel kafa dinlemenin bu olduğunu söylemeye çalışıyorum aslında :)
Ne diyebilirm ki, doğru...
Kimin sözüydü, anımsayamadım şimdi: Yalnız kalmak, eğer kalabalığın içinde,kendi isteğimle bir köşeye çekilip yalnız kalabiliyor, ve sonra tekrar onlara katılabiliyorsam güzel ve iyidir...
@N. Narda;
Yalnızlık hiç bir halde iyi değildir. Eğer uyumayacaksınız yalnızlık bir tercih olmamalı.. :)
Yapacak bir şey yok; yalnızsan yalnızsındır,anlaşabileceğin insan/insanlarla karşılaşana dek. Belki de hiç karşılaşamayacaksın...
:) Onun adına yalnızlık demiyorlar ama. Eşsizlik diyorlar :)
Benim kastettiğim yalnızlık o değil...
Yanlizlik ile bilincli yanliz kalmak arasinda fark vardir, yanlizlik insana altinda ezildigi sürece zarar verir ayrica yanlizlik duygusu insana kendisini bir kalabaligin icerisindede hissetterebilir eger kendi tercihiniz dogrultusunda toplumdan ayri ve bir basinaysaniz... ;)
Benim kastettiğim de seninki değildi zaten:)
Senin kastettiğine yalnızlık demem ki ben:p yalnızlık eprimiş bir kelime,
insanlardan sürgün olma isteği diyelim biz ona istersen, ya da başka bir sürü şey...:)
Yorum Gönder