Sayfalar

1 Mayıs 2012 Salı

Bir mayıs...

Kim bunlar??

Kimin bayramı 1 mayıs? Neyin kutlaması? Ülkeye, devlete ve devlet mallarına zarar verme günü mü bugün? Eğer değilse bu işi kendilerine görev addederek aynı tip kıyafet giyen, yüzlerine kara maskeler takarak ellerine geçirdikleri her türlü aletle önlerine çıkan her tarafı dağıtıp kıranlar bu gücü nereden buluyorlar? Neyin intikamıdır bu...?
Siz kimsiniz arkadaş? Eğer mücadele ediş şekliniz buysa. Ben neyi anlayıp ta size hak vermeliyim? Sizi gerçekten takdir edenler ve yaptığınızı doğru bulup alkışlayanlar varmı bu ülkede? Akşam olup evlerinize hiç bir şey olmamış gibi dönebiliyor musunuz? Televizyonlarda yediğiniz haltları izleyerek gurur mu duyuyorsunuz?

İşçi bayramını ya da gününü kutlamak için meydanlara doluşan milyonlar neden Cumhuriyeti kutlamak için evlerinin önüne dahi çıkmıyorlar? Bu ülkedeki işçiler sadece kendileri için mi çalışıyorlar? Ülke meselelerinde izleyici olurken şahsi meselelerde neden meydanlara dökülmeyi maharet sayıyorlar? İşçi haklarının anlatılması gereken günlerde neden bölücülük propagandası yapılıyor.? Bu ülkenin çocukları ve gençleri için yapılan bayramlara "gavur" icadıdır diyenler acaba işçi bayramının nereden geldiğini biliyorlar mı?

Ne çok sordum dimi... Evet sordum çünkü ben de bu ülkede yaşıyorum ve bu ülkenin bir evladıyım. Hakkımı aramak için bir otobüs durağını ya da bir bankanın camlarını yerle bir etmeyi hiç düşünmedim. Hiç aklıma bile gelmedi, bir şişenin içine yanıcı bir şeyler doldurup ta geçen bir otobüsün içine atmak. Hiç kimsenin arabasını tekmeleyip, lastiğini delmedim. Yüzümü hiç bir zaman saklayarak saldırmadım etrafıma. Kavga edeceksem de yüz yüze ettim. Belki küçükken en fazla apartman zillerine basıp kaçmışımdır. Ama asla ülkemin değerlerine zarar vermedim. Düşünmedim bile...

Öyleyse... Ben mi yada bu duruma üzülen bizler mi yanlışız? Kim bizi bu duruma düşürdü. Kim bize tuzak kurdu ve kim kandırdı bu kadar insanı. Ben mecbur muyum bu insanlarla kol kola omuz omuza yaşamaya ve mecbur muyum ülkemin her köşesinden fışkıran anlamsız nefretleri görmeye...

On sekiz gün sonra kutlanacak bayramda da görmek istiyorum herkesi sokaklarda. Milli mücadelenin başladığı günü hatırlamaya davet ediyorum hepinizi. Hep birlikte omuz omuza ama bu sefer ülke bütünlüğü adına. Cam çerçeve kırmadan... Göreceksiniz olmayacak ama... Bir gün olacak ve geçen zaman hesap soracak yaşanmış ve yaşanacaklara...
Cümleten iyi bayramlar!!!


12 yorum:

Adsız dedi ki...

Gayet güzel yazmışsın. Budur.

Volkan DENİZ dedi ki...

Az biraz işte dostum.. teşekkürler...

Pabuc dedi ki...

Söylenebilecek her şeyi en güzel şekilde söylemişsin..Son paragraf için de ayrıca tebrik ediyorum seni...

''On sekiz gün sonra kutlanacak bayramda da görmek istiyorum herkesi sokaklarda. Milli mücadelenin başladığı günü hatırlamaya davet ediyorum hepinizi. Hep birlikte omuz omuza ama bu sefer ülke bütünlüğü adına. Cam çerçeve kırmadan... Göreceksiniz olmayacak ama... Bir gün olacak ve geçen zaman hesap soracak yaşanmış ve yaşanacaklara...
Cümleten iyi bayramlar!!!''

Adsız dedi ki...

1 mayis 1884 de kuzey Amerikada isverenin iscilere karsi uyguladigi sartlari ret etmesidir. O yillardaki elverissiz sartlar, bir kaza aninda yani sigortasiz calisma, ödenmeyen mesai ücretleri gibi nedenlervardi velhasil simdide dünyanin bir cok ülkesinde ayni sartlar ne yazikki gecerlidir. 1889 yilinda Parisde isci gunü olarak resmi kayitlara protest olarak gecmisdir. Tabiiki asil sorun proleter kesimin devlet savunma mekanizmasi olan polis ile karsi karsiya gelisi degil bilakis neden catisma icerisine girdigidir, bunun nedenleri iyi analiz edilmelidir ve hic kimse devletin babasinin usagi olmadigina göre gayet normal tepkilerdir. Milli bütünlük ise adi üstünde daha baska bir konudur, emegin sömürülmesi ile uzak ve yakindan tarih boyunca hic bir ilgisi olmamamisdir

Volkan DENİZ dedi ki...

@adsız; ee yani.. nereye ulaşıcaz sonuç olarak...

Adsız dedi ki...

Bu tür davranislarin toplumu bugünden yarina bir yerlere getirmeyecegi dogrudur ve zamana ihtiyac vardir ama bu arada belli kesimlerin tepkileri ciddiye alinmali diye düsünüyorum. Vahim bir durum ile karsi karsi karsiyayiz düsünün ki asgari ücret bile aclik sinirinin altinda ve ekonomik darligin getirdigi tomlumsal bir bunalim söz konusu. Siz olsaniz nasil bir tepki gösterirdiniz?
Iscimisiniz?

Volkan DENİZ dedi ki...

@adsız;
Bu soruyu bana sorduğuna göre sen benim yazdıklarmı ya okumamışsın ya da gerçekten hiç bir şey anlamamışsın...
İşçi yada memur yada her ne olursam olayım devlet malına ve kamuya ait yerlere zarar vererek hak arayanları asla destekleyemem. Hiçbir zaman da hak veremem...
Saygılar...

Adsız dedi ki...

Randalizmi bende onaylamiyorum bir düsün burada halk kalkip üc bes kamu malina zarar veriyor ama diger tarafta yönetenler sayesinde tüm hayati kölelistirilmis,buna insan gibi yasamakmi diyorsun? sence bir yanlislik yokmu isin icinde? zaten bu davranislar hak aramak degil kendisine uygulanan sisteme reaksiyon göstermektir,lütfen simdi soruma cevap ver, nasil bir tepki gösterirdin? sen olsan ne yapardin?

Saygilar...

Adsız dedi ki...

Öyle ya benimsemedigne göre daha iyi bir fikrin olmali,cikar dövüsürdüm demissin! Nasil yani kiminle dövüseceksin cok merak ettim dogrusu, biraz acarmisin.

Volkan DENİZ dedi ki...

Bak dostum, eğer benimle bu konuyu tartışmak istiyorsan önce kendine bir ad bulmalısın. Sonrasında beni anlamıyorsan anlamadığın yerleri sormalısın. Hasksızlıkla mücadele diye diye kimin haklı kimin haksız olduğunu karıştırır olduk çünkü. Bugün kamu mallarına veya özel mülkiyete zarar verenler yarın kamu çalışanlarının canına kast etmeye başlarlar ki zaten otuz yıldır bu ülkede yaşanılanlar bu durumu olduğu gibi gösteriyor. Hakkını aramak isteyen ilk önce hakkının ne olduğunu iyi bilecek. Kimi ne kadar dinlemesi gerektiğini iyi bilecek ve sonrasında en demokratik hakkı olan elindeki oyunu "ne yapalım başka çaremiz mi var" demeden kırk derden su getirip incleeyerek kullanacak. Sonrasında dövünüp dövünüp sızlanmanın anlamsızlığı ortada.. Hesap sorulacaksa evet soracak ancak kırmadan dökmeden. Organize olarak. Şimdi sen bunu nasıl yapacak diye de soracaksın ama müsaadenle bir blogta yazılan konuyu buralara kadar taşımışken bundan sonrasını da sen canlandır gözünde.
Yönetenlerin yanlışlarını yönetenlerin elini daha da güçlendirerek ve o yönetenlerin yandaşlarını da karşına alarak yaparsan sadece kininin kurbanı olursun. Bu yolla ele geçen kazanımlar bir müddet elde kalır sadece sonra seni de yakar etrafındakileri de... Önce kendini ispatlayacak bir ortam yaratmalısın. Bunun için de en başta adam olmalısın. Bu da öyle kolay olmuyor elbette. Ama adam olmadan saldırırsan sadece kuduz it muamelesi görürsün. Adamsan her saldırının bir sebebi olduğunu herkes bilir ve gelirler peşinden. Benim kast ettiğim mücadele akıl yolundan geçen bilek gücüyle değil beyin gücüyle yapılan mücadeledir. Hemde hiç yorulup pes etmeden.
Anladığını ümit ediyorum değerli adsız kardeşim...

Adsız dedi ki...

Su ad, isim konusuna kafayi takmis herkes, blogu gerceklestiren insanlar, adsiz diye bir alternatif koymus, nasil olsa bizde idrak sorunu oldugu icin isimsiz yorum yapana Siz diye hitap etmek bir türlü aklimiza gelmiyor, ve bunun yanisira sarfedilen rencide edici sözler zaten ne kadar adam oldugumuzu gösteriyor,
degerli blog yazari kardesim!

Volkan DENİZ dedi ki...

Değerli kardeşim. Adını öğrenmek istediğimden demiyorum bunları. Ama söylediğim her şeyi rencide olarak algılıyorsun. Zaten sıkıntının neden çıktığını da özetlemiş oluyorsun. Anlaşmaya çalşmak değil, anlaşmazlık yaratmak olmuş maharetimiz.
Ben nereden sen nereden bakıyorsun olaylara. Söylediklerim seninle alakalı değil sadece. Ama sen böyle alınganlık içindeysen neden benimnle tartışmak istiyorsun orasını da anlayamıyorum. Adamlık meselesine ise hiç girmiyorum...
Saygılarımla, güzel günlere...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...