Saat sabahın körü.. Kadın kocasını öperek uğurladı, tam kapıyı kapatacakken, karşı dairedeki kadını fark etti. Kapısını açmış çöp bırakıyor bahanesi ile kadını süzüyordu, baktığını fark edince kapıyı sertçe kapattı. Kadın hiç bir şey söylemeden, gülümseyerek içeri gitti.
Kadın hemen işe koyuldu çünkü bugün çok kişi gelecekti evine. Apartmanda sıra ondaydı, tüm kadınlar onun evine gelecekti. Aksi gibi karşıdaki kadında olacaktı gelenlerin arasında..
Öğlene kadar hazırlık yaptı kadın, öğleden sonrada teker teker gelmeye başladılar.
Hoşbeş derken, kadın hazırladıklarını ikram etmeye başladı. Bu arada gelen misafirler de kadına yardım ediyorlardı.. biri hariç.. karşı komşusu...
Bu karşı komşu, kimseyi sevmez, kimseyi beğenmez, her şeyin en iyisini kendisi biliyor zanneder, karı koca burunlarından kıl aldırmaz, ukalaca dolaşırlardı. Hiç kimse onlarla görüşmek istemezdi ama onlar her ortamlarda mutlaka olurlardı. istenmedikleri halde bunu kabullenmez bu durumdan bile kendilerine pay çıkarırlardı. Bu mahallede kendileri olmasa çoğu işin halledilmeyeceğini, sırf iyilik olsun diye mahalleliden uzak durmadıklarını ve bu mahalleye çok iyilik yaptıklarını söyler dururlardı. Oysa böyle bir durum hiç bir zaman olmamıştı...
Ortamdaki herkes kadın olunca konu dönüp dolaşıp, kocaları çekiştirmeye gelmişti haliyle.. Herkesin ortak noktası kocalarının ilgisizliği ve kendilerine yaptıkları değişikliklere karşı duyarsızlıklarıydı. Biri hariç, kim olduğunu siz bulun..
Onun kocası dünyanın en kibar, en yakışıklı, en anlayışlı ve ince ruhlu kocasıydı çünkü.. Kendini kaptırmış, kocasını anlatıyordu, gözlerini hafifçe kısıp herkese yukarıdan bakar bir tavırla.. En sonunda da "biz mükemmel bir çiftiz" diye bitirdi lafını. Evdeki herkes, kaçamak birbirine bakıyordu. İçin için sorguluyorlardı kendi kocalarını ve ilişkilerini. Kadın öyle bir anlatmıştı ki, hayranlık uyanmıştı ister istemez evliliklerine..
Akşama doğru kadınlar geldikleri gibi gittiler..
Akşam kadın kapıda karşıladı kocasını.. O gün kocasına içinden geldiği gibi davranıp,gün içinde olan biten her şeyi hatta, karşı komşusu olan bay ve bayan mükemmelleri anlatmaya karar vermişti...
Yemekten sonra bir çırpıda anlattı kocasına tüm rahatsızlığı ve mutsuzluğu ile..
Kocası kadının başını okşadı, elini tuttu ve anlatmaya başladı...
- Benim sevgili can yoldaşım.. Sen bu anlattıklarının hepsinin safsata olduğunu bilmene rağmen kendini bu kadar niye üzersin yada kendi hayatını onun hayatı ile kıyaslama gereği duyarsın ki. Eğer o kadın evinde mutlu bir kadın olsaydı hemen hemen her sabah ben işe giderken kapı aralığından bakarmıydı? Eğer o kadın akıllı bir kadın olsa sevilmediği yere koşa koşa gelirmiydi? Eğer o kadın kocasını gerçekten çok seviyor olsa kocasını bu kadar göklere çıkarmaya gerek duyarmıydı? En önemlisi eğer o kadın becerikli bir kadın olsa herkesin evine gidip kimseyi evine davet etmemezlik yaparmıydı?.
Böyle insanlar, dünyanın merkezinde sanırlar kendilerini çünkü hayatlarında elle tutulabilecek hiç bir şey yapamayacaklarını bilirler. Bu insanlar için en önemli değer kendileridir. Herkesten nefret ederek yada herkesi aşağılayarak saygın olabileceklerini sanırlar.
Şimdi senin yapabileceğin en güzel şey, sabah ben giderken eğer gene kapıda olursa onu eve davet etmen ve ona fırsat vermen. Ona hiç karşı çıkmadan dinle sadece, hak da verme karşı da durma. Biraz anlattıktan sonra kendiliğinden çözülecektir. Bu tip çiftler hep vardır ama biz onlarla uğraşarak hak ettiklerinden çok değer verir ve gündemde kalmalarını sağlarız. İzlediğin her film de, her senaryoda işte bu insan özelliğinden faydalanılmıştır. Fazla kibir nefretle beraber merakta uyandırır. Gündemde kaldıkça daha çok bir şey sanırlar kendilerini, bu durum onların egolarını beslemeye yeterdir zaten... Oysa biraz dinlesen, sonrada sırtını sıvazlayıp yollasan ve bir daha hiç görmesen, daha çok zarar verirler, saldırganlaşırlar, hakkında olur olmaz laf ederler. Gene kırılan sen olursun. Bunlar toplumun zavallılarıdır. Birlikte yaşamayı öğrenmekten başka çare yoktur. Ama tüm özelliklerini bilerek ve fark ettirmeyerek... O zaman çok daha huzurlu olacağından emin olabilirsin...
Kadın kocasını hayranlıkla dinledi... sarıldı. "ama sen.. sen.." dedi sadece. kocası anlamıştı ne demek istediğini daha fazla konuşturmadan karısına sarıldı. ve devam etti..
- Şimdi sayende yeni bir kapı daha açtım. Etrafında olan bitenlerden etkilenmeden önce kendinin ve seni sevenlerin değerinin farkına varmalısın...
Mükemmel çift yine her yerde, kendilerini övüyor, ne kadar becerikli olduklarını ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Ama hiç kimseyi inandıramadıklarını asla bilemeyecekler. Çünkü onlar mükemmel çift...
7 yorum:
Yeterki samimi olalim özümüzle hareket edelim, yalansiz dolansiz , aslanlar gibi(bir fenerli olarak)
;) :)
:) Güzeldi. Sabah tebessümüne birebir bir yazı :))
adsız, fenerli olmak ve aslan olmak.. anlıyorum :)
Burcu;
haklısın.. :)
Hepsi ile gurur duyuyorum
Selamlar,biraz blog gezmesine çıktımda sanada uğradım,nasılsın? Yazı harika,her zaman okunup kendine pay çıkartılacak cinsten olmuş,bay ve bayan mükemmelleri burdan selamlayıp,en derin sevgilerimi gönderip,gelmişken bir bardak su içip gidiyorum müsaadenizle...Sevgiler
Hoş geldin :)her zaman beklerim.,
Yazı aslında kadınların iç dünyasındaki huzursuzlukların bir çıktısı oldu..
Kendinize iyi bakın, sevgiler..
Yorum Gönder