Sayfalar

18 Şubat 2011 Cuma

Kalp sadece aşk sembolü değildir ki...

Hemen sol tarafımda, orta yerinde vücudumun, pıt pıt atıyor.. El uzatıp dokunduğumda hissediyorum onu, elimde, ayağımda, boynumda, her bir köşemde kendini hatırlatıyor.. Bana yaşadığımı haykırıyor vücudumun içinden. Mutlu olduğumda çırpınıp, heyecanlandığımda kendini kaybediyor, yorulduğumda nefes nefese kalıyor sanki.. Sevdiğimde, aşka geldiğimde, coştuğumda, hep içimden sesleniyor hissettiriyor kendini.. ben uyuyorum, o sessizce tıkırdamaya devam ediyor.. Beni avucunun içindeki kuş gibi yaşatıyor... Ritmini bozarsa sarsılıyorum.. tıkırdamalar arttığında afakanlar basıyor, düştüğünde uyuz keçi oluyor gözümün önünü göremiyorum.. Bir de o kadar korkak.. Ne zaman paniklesem o benden de çok panikliyor, birbirimizle yarışıyoruz, ben ondan önce sakinleşmeyi başaramazsam... kendimizi ellerini pompa gibi kullanan birinin altında kıvranırken buluyoruz... Tercihi hep o yapıyor.. İsterse yaşıyoruz istemezse en son model makinelerle şarj etseler de nafile oluyor....

Benim hacmimin yaklaşık doksan altıda biri.. Bu oranı nasıl buldum bilmiyorum ama içimden bir ses öyle dedi.. Her neyse.. Aslında minik denebilecek bir organ.. Çok korunmalı gibi görünse de pek de korunmalı denemez bu günkü teknolojide.. Etkilenmediği bir şey kalmadı.. Titreşimlerden tutunda, radyo frekanslarına kadar.. Hırpalana hırpalana yaşıyoruz hep birlikte ama son tercih onun, yani vücudumuzun sahibi bir yerde.. Ne zaman isterse bizi işten atabilir.. Ne zaman isterse fişi çekebilir.. Peki ama biz bu patrona karşı ne kadar duyarlıyız, ne kadar hak ettiğini verebiliyoruz.. Sanırım arada ağrı ile sinyal verdiğinde yada aşka düştüğümüzde aklımıza geliyor.. Ben şimdi size, kalp cerrahı tadında kardiyolojik bilgi verecek değilim.. Anladım ki adamlar haklılar kalbimizle dost olalım derken.. Hani var ya; yağ yiyorsun kalbin oluyor taş gibi.. 80'lik dedeler daldan dala uçuşup zeytin toplayarak, yağını ekmeğe sürüp yiyorlar.. Neyse öyle bir şeydi, çok saçma gelmişti hep bana da.. Buraya kadar tamam da kalbinizle dost olun sloganına takıldım ben.. Ciddiye almamıştım ama şimdi anlıyorum aslında benim yegane dostum kalbimmiş.. Benim duygularımı olduğu gibi anlayıp aynı tepkiyi gösteren başka biri olabilirmiki...

Birileri bizi kırınca bile öylesine ortaklaşmışız ki, beni kırdın değil kalbimi kırdın demiyor muyuz.. Kalp yarasının onarılamayacağından bahsedip, yaşadığımız her türlü başarısız ilişki girişimine o küçük organımızı alet etmiyor muyuz.. Kafamızdan geçirdiğimiz birinin tam da o anda bizi araması durumunda bile kalp kalbe karşıymış deyip, gene kalben olaya bir sevgi bağı yakıştırması yapmıyor muyuz.. Sevgilinin elini, daha çok kadınlar tarafından yapılıyor olsa da genelde yaygın bir taktiktir, göğsümüze bastırıp tıkırdamalarını duymasından keyif almıyor muyuz.. Tıpkı tanıştırırcasına..

Tamam iyiyim, sadece içimdeki benimle birlikte tıkırdayan organımı aslında yeni fark ettim.. Tüm duygularımı borçlu olduğum bir organdan çok, sahibim olan dostumu yeni hissettim... Şimdiye kadar hissettirdiklerinde ona ihtiyaç duymadım yada sebep olduğunu düşünmedim.. Varmış meğer bir kalp gözü, varmış meğer kalbin duyguları, meğer ben değilmişim oymuş bana tüm hissettiklerimi yaşatan.. Birini beğenince, mutlu olmam gereken bir olayı hissettiğimde, beni meğer nede güzel idare etmiş.. Ben de sanmışım ki, bunları kendi benliğimle bir başıma ruhsal etkileşimlerle yapıyorum.. Şimdi gülüyorum ve biliyorum aramaya gerek yok işte orada buldum ben onu tam sol tarafımda elimin altında... Dost olmaya karar verdim artık, beni anlayan benim gibi düşünen içimdeki sese kulak verdim.. Artık sadece aşk sembolü olmayacak benim için... aslında aklıma gelirmiydi bilmem bugün göğsümün tam ortasında beni meraklandıran bir ağrım olmasaydı..:) Ama iyiyim, bir şeyim yokmuş, bana varlığını hissettirmiş kalbim, ilgi istemiş benden.. hak verdim ona. Çünkü yıllardır kimseye yapmadım ona yaptığım kadar eziyet... Oysa benim tek dostum oymuş... Gerisi boş..

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Geçmiş olsun öncelikle. İnşallah sigarayı da bırakırsın. Bizim kalbimize de yol açarsın biz de bırakırız. Bu arada gene suçlu sigara oldu :-)
Kalp dediğiniz arkadaşa ben de benzer biçimde "vicdan"ı ekledim yazılarımda. Bakıyorum sen kalbim sızlıyor dedikçe ben de vicdanların devreye girmesi gerektiğinden bahsediyorum sık sık.
Kalp ve vicdan birlikteliğine...

Volkan DENİZ dedi ki...

Yok geçmiş olacak bir durum yok,sigarayı hep birlikte bırakırız bir gün. Benimki de aslında vicdanı sızlanma birazda, vicdandan mütevellit kalp ağrısı anlayacağın.. Huysuzum şu sıralar. :)

Adsız dedi ki...

İnsan hissettiği yaşta değil, kalbinin yaşındadır aslında. Hissettiğini kalbinin kapasitesinde yapabilirsin ancak.Saffet'ten bir inci.

Volkan DENİZ dedi ki...

Saffet bey, hoş geldiniz. Katılıyorum aynen anacak işte sorun bazen kalbimizin ne durumda olduğunu hissedemeden, üzüyoruz onu :)

Adsız dedi ki...

HER GEÇEN GÜN DAHA DUYGU YÜKLÜ VEOKUMASI HOŞ YAZILAR GELİYOR ..KALBİNE İYİ BAK.EMEL

Volkan DENİZ dedi ki...

Teşekkür edrim Emel hanım, kalbim tıbbi açıdan sağlam ama alıngan oldu son zamanlar..:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...