Son zamanlarda hiç iyi hissedemiyorum kendimi.. Gazete okuyamıyor, televizyon izleyemiyorum hatta kimselerle konuşmak da istemiyorum.. Şiştim anlayacağınız ama bilinen türden bir şişkinlik değil.. Üzülmelimiyim, kahrolup kıçımın üstünde oturmalımıyım yada sokağa çıkıp avaz avaz bağırmalımıyım kestiremiyorum..
Kim iyi kim kötü biliyorum, kimin yanlış kimin suçsuz olduğunu da biliyorum.. Ama bir büyük yanlışlıktır gidiyor ki sonu görünmüyor..İnsanları almış bir telaş.. Ha geldi gelecekler, beni de götürecekler diye..
Herkes birbirine fısıldayarak "konuşma" diyor.. Ama diğer taraftan bakıyorsunuz birileri, hiç bir şekilde suçluluğu ispatlanmamışlar için ağzına geleni söylüyor hatta söylemekle de kalmayıp ilgili ilgisiz kim varsa yerden yere vuruyor ve hatta olayın gerçekleştiğini düşündüğü kurumu karalamak adına ne gerekirse yapıyor.. Ona her şey serbest çünkü, o mağdur, o ezilmiş, o azınlık, o öteki, o itilmiş, o bilmem ne.... Bize ne deniyor peki "konuşma, sabırlı ol"... Yok yaa!! ben bu kadar ucuz olamıyorum.. Birileri at koştururken ben tezek toplayamıyorum.. Birileri inandığım değerleri parçalarken ben de parçalanıyorum.. Birileri kendimi bildim bileli savunduğum değerleri, inandığım kişileri lekelerken, ben alnım açık gezemiyorum.. Birileri canının istediğini yaparken, ben canımın derdinde olamıyorum.. Birileri askerimin kafasını önüne düşürürken, ben kahve köşelerinde ahkam kesemiyorum.. Birileri evlatları ile her zaman gururlanmış anaların yüreğine hançer saplayıp canına kast ederken, ben anamın koynunda yatamıyorum.. Birileri bölünmez dediklerimizi lime lime etmeye çalışırken, ben bacaklarımı uzatıp çerez yiyerek maç seyredemiyorum..
Birileri 100 yıl önceki ruhu canlandırıp koca bir imparatorluğu parçalayan zihniyeti yeniden alkışlarken, ben alkış tutanlarla aynı havayı solumak istemiyorum.. Beni bu birilerinden olmaya zorlayan, olan biteni görmezden gelip, sessizce otur diyenlerle mecburi ortaklık yaşamak istemiyorum.. Sahtekarlıklar içinde yüzen anlayışa körü körüne teslim olmak, inandığım değerlerin teker teker kayboluşuna seyirci kalmak istemiyorum..
Ben, uzun mücadelerle kazanılmış cumhuriyetimin güvencesi altında yaşamak, kimseye bağımlı olmadan da yaşanabileceğini tüm dünyaya ispatlamak istiyorum.. Duyarsız toplum parçacıklarının, beyinsiz yorumcuların, hainlik içine düşmüş yazıcıların hadlerini bilmelerini, derslerini almalarını istiyorum.. Memleketine 40 yıl hizmet etmiş insanların, soğuk hücrelerde çürümesini değil, hak ettikleri yerlerde torunları ile oynaşmasını istiyorum.. Memleket hizmeti ile, çıkarcı hizmetin karıştırılmamasını, adı geçen herkesin vicdansızca yerden yere vurulmamasını istiyorum.. Sehven yazıldı gerekçesi ile gencecik değerlerin çürütülmemesini, tek suçum vatan sevgim diyen vatan evlatlarının kendini savunmak zorunda bırakılmamasını istiyorum..
Her şeyi birçok kişinin bildiğini de biliyorum.. Ama görüyorum ki hiçbir şey bilmeyenler, bilenlerin bildiklerini unuttururcasına çalışıp yol alıyorlar.. Bizde seyrediyoruz, evimizde pijamalarımızla, elimizde kumanda 3 saniye küfredip zaplayana kadar.. Sonra dalıyoruz hiçbir şey olmamışcasına, olmayacakmışçasına...
Oysa bilmiyoruz ki yan tarlaya girmiş çoktan, bizim tarlanında son hesaplarını yapmakta.. o birileri.....
2 yorum:
HERKES HEPİMİZ GÜNÜ KURTARMAK İÇİN YAŞIYOR GİBİYİZ.SADECE KARIN DOYURMAK SADECE PARA KAZANMAK VS...BU DURUMDA OLMAKTAN BÖYLE DÜŞÜNENLERLE BİR ARADA OLMAKTAN DA HİÇ HOŞNUT DEĞİLİM ASLINDA AMA AMA İŞTE SENİN DEDİĞİN GİBİ EMEL
Evet benim dediğim gibi; birileri almış yürüyor biz hayat mücadelesi verirken..
Yorum Gönder